1915 olayları ile ilgili olarak "Ermeni soykırımı" tabirini kullanan Biden İstanbul için de Konstantin diyerek yine Türkiye'ye olan düşmanca hislerini dile getirdi.
Şaşırdık mı ? Hayır…
Bu ABD başkanının sergilediği ilk Türkiye düşmanlığı değil. Biden'in Türkiye düşmanlığı senatör olduğu ilk yıllara kadar uzanır aslında.
ABD Carter yönetimindeyken söz sahibi olan Biden, Türkiye'nin Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında bize uygulanan silah ambargosunda önemli rol oynamıştı .
Yine sonraki dönemlerde Türkiye'ye adı askeri yardım olan büyük soygunda, her yönden Türkiye'nin onda biri olan Yunanistan ile Türkiye arasında 10'a yedi oranını koyduran kişiydi.
Kıbrıs konusunda ABD Senatosu'nda Türkiye karşıtı tavırlarıyla dikkat çekerken, Ege Kıta Sahanlığı ve hava sahası konularında da Türkiye aleyhine oy kullandı.
2001 yılında Senatör Sarbanes ile Türkiye'nin almak istediği helikopterlerin satışını engelleyen yine Biden'di.
1980'lerden itibaren ABD senatosunda Ermeni meselesinde Türkiye'nin suçlu ilan edilmesini isteyen tüm tasarılara oy verdi ve 2005 yılında ABD Başkanı Bush'a yayınlanan bildiride soykırım kelimesini kullanmasını isteyen senatörlerin başında yer aldı.
Bunlar buzdağının sadece görünen kısmı. Biden'in özel olarak seçtiği yardımcılarından tutun çevresinde birlikte çalıştığı adamları tek tek ele alındığında bile Türkiye düşmanlığının ne derece olduğu anlaşılmaktadır.
ABD meclisi Ermeniler'in de şımarık tavrıyla bu meseleyi her sene gündeme getirir. Bu güne kadar ABD başkanlarının ve Biden'in tavrı da belli. Burda esas mesele bizim tavrımızdır.
Türkiye aleyhine başlatılan ilk kampanya değil bu, beklemediğimiz birşey de değil. Bizim üzerine eğilmemiz gereken konu ülke olarak milletçe bu meseleye yaklaşımımız ne olmalıdır konusudur.
Biz dik duruşumuzu hiç bir zaman bozmayacağız. Sağ-Sol, o parti-bu parti demeden birlik olacağız ve bu konuda birlikte hareket edeceğiz. Onların tavırları bizim için yok hükmündedir.
Tarih belgeleriyle ispatlamaktadır ki ortada bir soykırım varsa, bu soykırımın en büyük faili ABD'dir. ABD önce kendi geçmişindeki Kızılderili soykırımı ve kölelik mevzusunda kendini temizlesin.
Evet dostlarım yazıma bizzat yaşanmış bir anıyı da sizlere aktararak son vermek istiyorum.
Sultan Abdülaziz Han'ın oğlu Mahmut Şevket Efendinin oğlu Mehmet Cemaleddin Efendi'nin bir hatırası vardır.
Kendisi 1890 doğumlu ve 1946'da Beyrut'ta vefat etmiştir. 24 yaşlarındayken Erzurum ve Van taraflarına gönüllü olarak giderek orda Ermeni çetelerle mücadeleye katılır ve büyük zayiatlar verdirir.
Sonrasında, döndüğünde ise orda yaşanan Ermeni baskınlarını, Ermenilerin köylerde çoluk-çocuk, yaşlı ve kadın demeden nasıl zulümler yaptıklarını, bunları bizzat yakinen gördüğünü, şahit olduğunu babamıza anlatmıştır.
Bugün tarihi çarpıtmak üzerinden Türkiye'ye yapılan her saldırı gösteriyor ki mesele tarih değil mesele dünya üzerinden Müslüman Türk adını silmektir. Aksi taktirde arşivler ve şahitler gerçekleri görmeye yetecektir.
Allah’a emanet olunuz!