Türkiye'nin Nabzı..

Yaza kadar bu vahim durum geçerse yeni sezon cıvıl cıvıl yaz dizilerimiz tekrar yayın akışına girer.

Mesela Can Yaman yaza hazırlanıyor. Kızlar siz de hazır mısınız?

Her hafta, salı ve perşembe günleri, Habertürk TV'de yayınlanan Didem Arslan'ın moderatörlüğünü yaptığı "Türkiye’nin Nabzı"nı şu sıralar çok fazla izliyorum.

Çünkü şu an hayatımızda ne siyaset ne de başka bir gündem yok. Şu an hayatımızda varsa yoksa Covid-19 genelde iki görüşten ya da farklı görüşe ait katılımcıların olduğu bir siyaset programı, şimdi Türkiye’nin en değerli profesörlerinin katılımıyla, Covid-19’a ait bilgilendirme programı olarak yayına devam ediyor.

Tartışma programları genellikle (Adı üstünde; tartışma olduğu için) çok fazla gergin geçiyordu.

Özellikle siyaset içerikli konular işlendiğinde katılımcılar, seslerini yükselterek konuşuyor ve kakofoninin hakim olduğu bir tartışma programı haline geliyordu.

Buna rağmen Didem Arslan, hiç bir zaman sükunetini bozmadan, adil bir şekilde katılımcılara söz hakkı veren bir haberci olarak yıllardır programını yürütüyor.

Geçenlerde , yine Türkiye’nin Nabzı’nda Covid-19 için, yine değerli Profesörlerle birlikte, Didem Arslan programını yaparken, Amerika’da yaşayan Prof. Mehmet Çilingiroğlu da Skype üzerinden programa katılmıştı.

Programı başından, sonuna kadar izledim.
Prof. Dr. Çilingiroğlu çok bilgili bir hoca olabilir, buna sonsuz saygı duyarız tamam ama bu, Didem Hanım’ın ve diğer profesörlerimizin sözünü kesebileceği ya da bağırma noktasında konuşabilme hakkını doğurmuyor.

Ve sonrasında yine sesini yükselterek, oradaki profesörlerin bilgilerini hiçe sayarak programı terk ediyor.

Mesleğini ABD California’da sürdüren, saygın bir Prof. Dr. olarak katıldığı programdan, son derece ukala, son derece kibirli bir Mehmet Efendi olarak ayrılıyor.

Lakin konu burada bitmiyor...
Didem Arslan, Twitter’dan adeta lince maruz kalıyor.
Böylesi haksızlığa hiç gelemiyorum.
Didem Hanım, sonuna kadar sabırlı ve kibar bir şekilde üslubunu hiç bozmadan ve hatta fazlasıyla sabretti bence.

Burada bir saygısız arıyorsak o kişi bağıra çağıra konuşan ve dediğim dediktir diyen, Amerika’da yaşadığı için kendini diğer hocalardan daha yukarıda, daha bilgili, daha yetkin gören bence de ne olduğu tam belli olmayan maske ve Johnson & Johnson pazarlamacısı Mehmet Çilingiroğlu’dur.

Bilim adamı dediğinin, bilgeliği dışında, bilgisini aktarırken dahi karşısındakini dinleme gibi medeni özellikleri de barındırıyor olması gerekir.

Maalesef bu kişi değil Prof. isterse ordinaryüs olsun (ki bu ünvan kaldırılmıştır. Profesörleri yetiştiren profesörlere verilen bir ünvandır. Yani Hocaların hocası.) benim gözümde saygısız bir kişi olmaktan başka bir şey değil.

Didem Hanım’ı linç edenler umarım şu an biraz olsun utanır.
Çünkü sonrasında Mehmet Bey’i biraz araştırdım; California Üniversitesi’nde Profesörüm demişti ama orada adı bile geçmiyor.

Kaldı ki Koç Üniversitesi beni bu programlara çıktığım için kovdu diyor.
Sonra Koç Üniversitesi, belgeyle öyle olmadığını kanıtlıyor.
Kısacası bu adil olmayan davranışı yorumlamak istedim.
Bu hislerimi sizinle paylaşmasaydım büyük huzursuzluk hissederdim.
Didem Arslan’la Türkiye’nin Nabzı programı şu sıra en favori programım.
Çünkü spesifik ve temiz bilgiye çok ihtiyacımız olan şu günlerde; sosyal medyadaki enfekte haberler yerine, konvansiyonel kaynakları tercih ediyorum.
OGÜNhaber