Bu sene, çoğunluğu milli sporculardan oluşan Türk takımı, Yunan takımıyla yarışıyor.
Fakat izlerken gözlerim hep “
Ünlüler” takımını aradı.
O senelerdir izlemeye alışık olduğumuz “
Ünlüler” ve “
Gönüllüler” takımı bu sezon yok.
İlerleyen bölümlerde belki ısınabilirim desem de ,eski formatını her halükarda tercih ederim.
Milli hisler olmadan sadece objektif gözlerle izlesek bile Türk takımı daha güçlü görünüyor.
Geçen sezonun Sema’sı nasılsa, bu sezonun da Seda’sı favori yarışmacılar arasında yerini alıyor.
Hatta Sema’ya göre, Seda’nın atışları daha iyi ve daha soğukkanlı.
Kadınlarda bir diğer iddialı yarışmacı da Ecem görünüyor.
Erkeklerde ise efendi kişiliklerinin yanı sıra performanslarıyla Atakan, Bora ve Yusuf iddialı görünüyor.
Bu yeni formatta takımlar kendi aralarında, milli hislerle birbirlerini daha çok koruyup, kollayacakları için “
takım içi”, birbirlerinin dilini anlamadıkları için de “
takımlar arası” bağırış, çağırış, kavga, dedikodu azalabilir, gerçek performanslar öne çıkabilir. (Bakalım göreceğiz)
Şu an sezon başı olduğu için favori isimler de değişebilir.
Ne de olsa Survivor’ın tarzı bu.
Ne zaman ne olacağı, hangi yarışmacının ne zaman atak yapacağı, ne zaman form tutup, formdan düşeceği hiç belli olmaz.
Yunanistan’ı henüz keşfedemedim.
O kadar yabancı geldi ki; zamana ihtiyacım var. Gözlerimin alışmasını bekliyorum.
Umarım seneye Acun Ilıcalı bu fikrinden vazgeçer.
Tekrar eski Ünlüler-Gönüllüler olarak devam eder.
Survivor’ı en çok izleyenlerden biri olduğum için dileğim budur.
Haftanın Filmi: A Star is Born /Bir Yıldız Doğuyor
A Star is Born / Bir Yıldız Doğuyor, 1976 yılında ilk film uyarlamasında Barbara Streisand ve Kris Kristofferson rol almıştı.
Bu film, etkileyici ve duygusal bir film olarak sinema tarihine geçmiştir.
Uzun yıllar sonra Hollywood’ta (Remake) yeniden yapıldı.
Günümüz pop dünyasının efsane ismi Lady Gaga ve bir çok güzel filmde rol almış Bradley Cooper başrolleri paylaşmış.
Aynı zamanda Bradley Cooper, filmin yönetmenliğini üstlenmiş.
Filmin Konusu:
Country müzik (Amerikan Halk Müziği) yıldızı Jackson Maine, görkemli hayatına rağmen, ruhsal arayışları olan, alkolik ve madde bağımlısı bir şarkıcıdır.
Bir gece Jackson, küçük bir barda takılırken gündüzleri garson, geceleri de bu barda şarkı söyleyen Ally ile tanışır.
Film, kendini fiziksel olarak beğenmeyen, özgüveni eksik ama bir o kadar da yetenekli olan Ally’le, yolları kesişen Jackson’ın inişli, çıkışlı aşk hayatını anlatıyor.
Aşk hayatlarının yanı sıra Jackson, Ally’nin müzik piyasasında tanınmasını ve onun yeteneklerinin keşfedilmesini sağlıyor.
Fakat bu yükselişte Jackson, müzik piyasasında popülerliği gittikçe artan Ally’e hem destek oluyor, hem de feci şekilde kıskanıyor.
İlk filmin yeri her zaman ayrı olsa da, Bradley Cooper-Lady Gaga ikilisi muhteşem bir uyum yakalamış.
Bu filmde Lady Gaga o kadar doğal ve gerçekçi oynuyor ki, izlerken resmen size “Kendi geçmişimi ve geldiğim yeri unutmadım.” mesajı veriyor.
Bradley Cooper’a ise buradan şapka çıkarmak istiyorum.
En son, alkol bağımlısını muhteşem oynamış ve o oyunculuğuyla Oscar kazanmış “
Elveda Las Vegas” filmindeki Nicolas Cage’den sonra “
Bir alkolik bu kadar mı iyi oynanır?” dediğim ikinci performans; Bradley Cooper’ın Bir Yıldız Doğuyor’daki oyunculuğu oldu.
Bir alkoliğin zaman kavramının nasıl yitirdiğini, olaylar ve durumlara karşı olan tepkilerini o kadar gerçek yansıtmış ki izlerken tüylerim diken diken oldu.
Ayrıca, Bir Yıldız Doğuyor’un iki sahnesinde “
Pretty Woman” filmine gönderme yapılmış.
Özellikle otel odasındaki karşılıklı kahvaltı sahnesinde; Lady Gaga, oturma şeklinden, yemek yeme tarzına kadar Julia Roberts gibi oynamış.
İkincisini de ben söylemeyim, siz izleyince bulun, bu kadar spoiler vermek istemiyorum.
Bu sene, Oscar’a da bir çok dalda aday olan bu film “
En İyi Orijinal Şarkı” ve “
En İyi Uyarlama Senaryo” ödülleri toplar diye tahmin ediyorum.
Haftanın Dizisi: Bir Katilin İfadeleri/ Ted Bundy
Netflix platformunda yayınlanan, tüyler ürpertici bir belgesel dizi.
70’li yıllara damgasını vurmuş, 36 kadının ölümünden sorumlu, Amerika’nın gelmiş geçmiş en karizmatik seri katili olarak nitelendirilen Ted Bundy’le yapılmış röportaj kasetleri kaynak olarak kullanılmış.
Hukuk öğrencisi, yakışıklı, sosyal bir kişinin neden ve nasıl acımasız bir katil olabildiği anlatılıyor.
Mahkemeyle dalga geçen, hapishanede bir çocuk gibi kaprisler yapan, idam edilene dek bütün suçlarını inkar eden bir adamı izliyorsunuz.
Ayrıca hapishanedeyken, FBI’a ilk kez seri katiller için profil çıkarılmasında yardımcı oluyor.
Ted Bundy’nin bu çok konuşulan belgeselinden sonra Hollywood bir kez daha filmini yapmaya karar verdi.
Oyuncu Zac Efron’la anlaşmışlar.
Zac Efron, Ted Bundy’i canlandıracak. Gerçekten tipleri benziyor.
Bakalım nasıl bir film olacak?
Merakla bekliyorum.
Herkese iyi haftalar, iyi seyirler.