O zaman.. 'O Ses Türkiye'

Programın başında, gözlerim Gökhan Özoğuz’u aramadı değil.
 
Gökhan Özoğuz’un iyi müzisyenliğinin yanı sıra, karakterinin sıra dışı hali, samimiyeti ve doğal komikliği “O Ses Türkiye” ye ayrı bir tat katıyordu.
 
Umarım gelecek sezon döner.
Temelli gitmiş olmasını istemem.
 
Her sezon bir jürinin değişmesine alışmıştık. Fakat bu sezon, Acun Ilıcalı iddialı bir şekilde iki jüri değişikliği yaptı.
 
Açıkçası program öncesi yapılan haberlerde; Beyazıt Öztürk ve Seda Sayan’ın jüride olacağını öğrendiğim zaman, programın nasıl bir atmosferde geçeceğini merak ettim.
 
Sonra durdum, düşündüm.

Kaç yıllık programcı ve kanal sahibi Acun Ilıcalı böyle istediyse bir bildiği vardır dedim.

Biz izleyiciler, yeniliklere açık olmalıyız. Alıştığımız kişileri görmemek insanda ön yargıya sebep oluyor.

O Ses Türkiye yarışmasının yeni sezonunu izleyince; programı her zamanki gibi başarılı buldum.

Seda Sayan, bugüne kadar yanlış programlarda bulunmuş.

Doğal, sempatik, işini ciddiye alan, yeni programının dersine iyi çalışmış, yorumlarının altı dolu dolu olan bir jüri üyesi olmuş.
 
Beyazıt Öztürk, her defasında Beyaz Show’u tekrar yapacağını söyleyerek, misafir jüri duygusunu verse de, eğlenceli yorumlarıyla ayrı bir renk katmış.

Daha ilk bölümden birden fazla yarışmacısı oldu.
 
Bunun yanı sıra Murat Boz ve Hadise’yi, “O Ses Türkiye” nin vazgeçilmez jürileri olarak izlemeyi seviyorum.
 
Hadise’nin tatlı kahkahalarını, duygusal hallerini, şaşkınlığını,
Murat Boz’un da kaçamak, fırlama ve sevimli hallerini özlemişiz.

Programın nabzı hiç düşmedi.
Kah güldüm, kah hüzünlendim, kah merak ettim. (Yarışmacı kimi seçecek acaba diye)
 
O Ses Türkiye’nin yeni jürileriyle, yeni sezonu hayırlı olsun.
İzlemeye devam edeceğim.




Haftanın Filmi: The Angel
 
Gerçek bir öyküden uyarlanan filmde, Mısır Devlet Başkanı Nasır'ın damadı olan Eşref Mervan’ın bir dönemine değiniliyor.
 
Etkileyici bir hikayeye sahip olan filmin oyuncu kadrosunda; Marwan Kenzari (Eşref Marvan), Toby Kebbell, Hannah Ware ve Sasson Gabai var.
 
60’lı yılların sonuna doğru Mısır’ın Devlet Başkanı Nasır, damadını hiç sevmeyen bir kişiymiş.
 
Nasır, İsrail’e açtığı savaşı kaybettikten sonra İsrail’in işgal ettiği Mısır topraklarını (Sina) almak için yeniden savaş açmak ister.
 
Damadı Eşref Merwan ise savaş karşıtı bir kişidir. Sorunu diplomatik yoldan çözmenin daha doğru olduğunu düşünmekte ve Nasır’ı ikna etmeye çalışmaktadır.
 
Tam savaş başladı başlayacak derken Devlet Başkanı Nasır ani bir şekilde ölür.
 
Nasır ölünce yerine onun yardımcısı olan Enver Sedat geçer.
 
Enver Sedat ise İsrail’e savaş açmak istemeyenlerdendir.
 
Aynı fikirde olan Damat Eşref Merwan’ı hem özel danışmanı, hem de sırdaşı yapar.
 
Eşref Merwan, aynı zamanda İsrail gizli servisinin 20. yüzyıldaki en değerli muhbirlerinden biridir.
 
Eşref Merwan, son derece akıllı, eşine sonsuz sadık, iyi bir baba, kültürlü fakat duygularını asla belli etmeyen (poker face), mimiklerinden bir anlam çıkaramayacağınız bir kişiliğe sahip.
 
O dönem Mısır ve İsrail arasındaki durumun çözülmesinde büyük bir rol oynamış olan Eşref Merwan’ın hikayesi olan The Angel filmini izlemenizi tavsiye ederim.




Haftanın Dizisi: New Amsterdam
 
Geçtiğimiz hafta ilk bölümü yayınlanan yeni dizi New Amsterdam, mediko-dram ( hastane draması ) türünde bir dizi.
 
Senaryosu David Schulner’a ait olan New Amsterdam dizisinin yönetmen koltuğunda, “The Handmaid’s Tale ve Glow” gibi başarılı dizilerden tanıdığımız Kate Dennis oturuyor.
 
New Amsterdam”, Bellevue Hospital’ın eski medikal direktörü (Bizdeki ‘Başhekim’in karşılığı) Dr. Eric Manheimer’ın, "Twelve Patients: Life and Death at Bellevue Hospital" isimli kitabından esinlenerek çıkarılmış bir projeymiş.
 
The Blacklist” dizisinden tanıdığımız ve büyük hayran kitlesine sahip olan Ryan Eggold, dizinin başrol oyuncusu olarak yer alıyor.
 
New Amsterdam dizisinin oyuncu kadrosunda yer alan diğer isimler;

Freema Agyeman (Doctor Who), Anupam Kher (Sense8), Janet Montgomery (Salem), Jocko Sims (The Last Ship)
 
Dizinin genel konusu:
 
Hastaneye medikal direktör olarak atanan zeki ve büyüleyici dahiliye uzmanı Dr. Max Goodwin,

Ebola hastalarını, yasadışı göçmenleri, Wall Street'teki büyük iş adamlarını ve Amerikan Hükümeti’nin önde gelen isimlerini tek çatı altında tedavi etmeyi başaran bir doktordur.
 
Doktor Max Goodwin’in en büyük hedefi ve arzusu ise; yeni göreve başladığı New Amsterdam Hastanesi’ni eski ihtişamlı günlerine döndürmektir.
 
 
Not:
*Geçen hafta “Bir Deli Rüzgar” dizisindeki “Melike Candan” karakterini, “Melek” diye yazdığım için ufak bir özür dilemek istiyorum. Aslında otomatik klavye hatası oldu maalesef.
 
 
Herkese iyi haftalar.
OGÜNhaber