Engin Altan Düzyatan, Burçin Terzioğlu, Berrak Tüzünataç, Sarp Akkaya, Engin Şenkan, Kürşat Alnıaçık, Seda Akman, Bora Akkaş, Begüm Akkaya, Gülizar Irmak, Şebnem Dilligil ve Cem Kurtoğlu yer alıyor.
Dizinin yönetmenliğini Murat Can Oğuz ve Burak Arlıel üstlenirken, senaryosunu ise Kerem Deren, Çisil Hazal Tenim ve Ayberk Çınar yazıyor.
70’lerde geçen bir suç draması olan dizinin etkileyici hikayesi var.
Başarılı bir savcının adaleti sağlamak için büyük bir mücadele vermesi ve bu uğurda çok sevdiği kız kardeşini kaybetmesi konu ediliyor.
Diziyi izlerken bütün oyuncuların senaryoyu çok sevdiği belli oluyor.
Oyuncular, karakterlerine sımsıkı sarılmışlar.
Dizide sahnelenmek istenen her şey izleyiciye başarılı bir şekilde aktarılıyor.
Aksiyonu, dramı, gizemi ve tarihsel ilişkisiyle itinayla çalışılmış.
Oyuncuların kostümleri, saçları, mekanların dekoru, kullanılan arabalar ve o yılların müzikleriyle dizi, sizi sanki bir zaman makinesi gibi 70’lere götürüyor.
Buket Terzioğlu’yla, Engin Altan Düzyatan, ikili olarak çok yakışmışlar.
Berrak Tüzünataç’ın genel görünüşüyle yani postüründen dolayı pavyon şarkıcısı olması, başta gözüme tuhaf gelse de ikinci bölümde biraz alıştım.
Bölüm içindeki sahneleri izlerken, bir an bile durağanlaştı, ilerlemiyor artık demiyorsunuz.
Bu yeni sezonda izlediğim en favori diziler arasında yerini aldı.
Umarım uzun soluklu olur.
Ve de öyle olacak gibi duruyor.
Haftanın Filmi: Fractured"Avatar"ve "Terminator: Salvation" filmlerinden tanıdığımız Sam Worthington'a "Feactured" ın başrolünde, "American Horror Story" serilerinin vazgeçilmez oyuncusu Lily Rabe’le, Stephen Tobolowsky ve Adjoa Andoh gibi oyuncular eşlik ediyor.
Senaryosu Alan B. McElroy’a ait olan filmin yönetmen koltuğunda ise; Makinist, Sibirya Ekspresi ve Kıyamet Gecesi gibi filmleri yönetmiş olan Brad Anderson oturuyor.
Netflix yapımı olan psikolojik gerilim türündeki filmin kısaca genel konusu şöyle:
Aile yemeğinde dönen Ray Monroe, eşi Joanne ve kızları ile birlikte, Minneapolis'e gitmek için yola koyulurken başlarına feci bir kaza gelir.
Yolculuk sırasında kaza geçiren aile, soluğu hastanede alır.
Kaza sonrası yaralanan kızlarının durumunun incelenmesi için hastanede tomografi çekilmesi gerekir.
Joanne da kızını yalnız bırakmak istemez, onunla birlikte tomografi çekimine gider.
Eşi ve kızının tomografi çekiminden çıkmasını bekleyen Ray, uzun süre bekleyişin ardından bir tuhaflık olduğunu fark eder.
Hastanede karısı ve kızını arayn Ray, ikisine de ulaşamaz.
Üstelik aniden sırra kadem basan kızı ve karısı ile ilgili tüm hastane kayıtları da ortadan kaybolur.
Ailesini bulmaya çalışan Ray, kızı ve eşine ne olduğuna dair gerçekleri bulmak için zorlu bir mücadeleye girişir.
Gerilimi fena olmayan, senaryodaki ana karakterin şüpheli tutumu ve hikaye ilerledikçe kafa karıştıran bir anlatıma sahip psikolojik filmlerden biri olmuş.
Bir o yana bir bu yana savruluyorsunuz.
Özellikle bu türde işlenen konuları seviyorsanız, sıkılmadan izleniyor, tavsiye ederim.
Haftanın Yabancı Dizisi: The Morning ShowApple TV portalında yayınlanan, Jennifer Aniston’la Reese Witherspoon’un başrollerini ve yönetici yapımcılığını üstlendiği The Morning Show’da bu ikiliye; Steve Carell, Billy Crudup, Nestor Carbonell, Mark Duplass, Gugu Mbatha-Raw, Bel Powley, August Prew gibi önemli isimler eşlik ediyor.
Dizinin yönetmen koltuğunda, "ER" ve "The Leftovers" dizilerinin de yönetmenliğini yapmış olan Mimi Leder oturuyor.
Dizinin oyuncu kadrosuna şöyle bir bakınca, genellikle komedi türünde ses getirmiş oyuncuların olduğunu görüyorsunuz.
Fakat şimdiden söyleyeyim,
bu dizide Aniston, Witherspoon ve Carell'i bambaşka karakterlerde izleyeceksiniz.
Özellikle Jennifer Aniston’ı, Friends dizisinden sonra sadece filmlerde izleyebiliyorduk. Yıllar sonra onu bir dizide izlemeyi özlemişim.
Dizinin konusu ise şöyle:
Alex’le (Jennifer Aniston),Mitch (Steve Carell) birlikte 15 senedir, "The Morning Show" adında, sabah saatlerinde yayınlanan, popüler bir televizyon programının sunuculuğunu yapıyorlardır.
Bir gün Mitch hakkında skandal taciz haberleri yayılır.
Bu yüzden Mitch işten çıkarılır.
Mitch bu durumuyla mücadele ederken, partneri Alex’in de işi hiç kolay olmayacaktır.
Alex programda yalnız kalmıştır ve tüm gözler onun üzerindedir.
Mesleğinde çok başarılı bir sunucu olan Alex’in yanına gelecek olan yeni partner onun kariyeri için çok önemlidir.
Ve adaylar arasında muhabirlik yapan Bradly (Reese Witherspoon) vardır.
Dizinin ana hikayesinde; işinde çok hırslı, çıkarcı ve entrika yapabilen Alex’le, sıfırdan gelen, huysuz ve dobra konuşan Bradly arasında geçen iki idealist kadının çatışması anlatılıyor.
Senaryonun yan hikayesinde ise; televizyon dünyasında neler döndüğü, mesleğin hakkını vermenin ne olduğu, habercilik zanaatı ve bir TV programının perde arkasında neler yaşandığı gözler önüne seriliyor.
Karakterler mükemmel yaratılmış, hikayesi sağlam bir Amerikan dizisi.
Jennifer ve Reese sevenler hiç kaçırmasın.
Herkese iyi seyirler..