Eşine benzerine ancak Yeşilçam filmlerinde rastlanabilecek türden bir hikayesi vardı.
Mantıksızca ilerleyen birçok olaya rağmen sevdik mi?
Sevdik..
Nedenini psikologlara sormak isterdim.
Bir evin içinde, bitmek bilmeyen entrika, kaos, çarpık ilişkiler, yalanlar vs. ne ararsan vardı.
Tam bir şeyler oldu oluyor derken yine ters köşe.
Senaristler, 38.Bölümde üç ana karakteri birden öldürdü.
Agah Bey'i canlandıran Fikret Kuşkan'ın diziden, pandemi döneminde çalışmak istemediği için ayrıldığını biliyoruz.
Peki niye Mine Tugay (Şeniz) ve Bahar Şahin (Ceren)'de finale bir kala öldü?
Zaten bu dizi finalleri hep aynı.
Değişik bir şey, şaşırtıcı bir son olamıyor.
Öldürelim gitsin.
Hadi Agah bey kahrından ölür.
Hadi Şeniz ve Ceren de, dizi boyunca yaptıkları kötülüklerden ve hırslarından dolayı ölmeyi hak ettiler diyelim.
Tamam da, o zaman insan boşuna izlemiş gibi hissediyor.
Hayalkırıklığı oluyor.
Yok mudur beklenmedik şaşırtıcı bir son?
Şimdi bu çözümü kolay 38. Bölüme göre, 39. Bölüm finali de kolay olur.
Cenk ile Nedim kardeş kardeş yaşarlar.
Ha Cenk ameliyat olmaz o da ölür. Pardon yani, finalde de birisi ölsün dimi?
Nedim ve Cemre'de, bebekle birlikte şahane bir aile olur, mutlu mesut yaşarlar.
Sulu göz Seher Hanım'ı da, yine ama bu sefer mutluluktan ağlarken görürüz ve kamera uzaklaşır.
Mutlu son olmalı dimi?..
Eleştirdik ama izledik.
Zalim İstanbul'da emeği geçen herkesin ellerine sağlık.