Kalabalık kadrosuna rağmen, filmin sahneleri, hemen hemen tek mekanda geçiyor.
Adeta Agatha Christie'yi gölgede bırakan ve onun "Şark Expresi'nde Cinayet" ine küçük bir selam gönderen, kapalı ev gizemini heyecana dönüştüren bir öyküsü var.
Kariyerini ve servetini, dünyada en çok satan roman serisi Deadalus Üçlemesi'ne borçlu olan yayıncı Eric Angstrom, (Lambert Wilson) kitabı tüm küresel pazarlarda aynı anda başlatmak amacıyla Rus, İspanyol, Yunan, Portekizli, İtalyan ve İngiliz gibi pek çok çevirmenden oluşan oluşan bir ekibi, bir aylığına işe alır.
Romanın olası sızıntıları hakkında endişesi olan yayıncı, çalınmasına engel olmak için, çevirmenleri lüks bir şatonun altındaki yüksek güvenlikli bir sığınakta, silahlı korumalar eşliğinde, yakın gözetim altında tutarak çalıştırır.
Fakat işler planladığı gibi gitmez ve romanın ilk 10 sayfası bir internet sitesinde yayınlanır.
Çalan kişi, romanın kalanını yayınlamamak için şantaj yapar ve para talep eder.
Yayıncı bu planın, çevirmenlerden biri ya da bir kaçının yaptığından şüphelenir ve onlara şiddet uygulayarak gerçeği öğrenmeye çalışır.
Filmin konusu gerçekten ilginç ve sahneler ilerledikçe birbiri ardına sırlar çıkmaya başlıyor ortaya.
Gizemini hiç bozmadan koruyan
bir büyüsü var.
Yönetmen çok zeki bir şekilde, filmin son sahnesine kadar gerçeği saklıyor.
Filme kendinizi kaptırıyor, sürükleniyorsunuz.
Fransız yapımı olan bu film, Digitürk film kanalında yayınlanıyor.
Hafta sonu, ailecek popcorn eşliğinde izlenen türden...tavsiye ederim.