Canevim..

Dizinin yönetmen koltuğunda Adnan Güler oturuyor. 
Oyuncu kadrosunda ise; Aras Aydın, Biran Damla Yılmaz, Özgür Çevik, Ezgi Şenler, Burcu Tuna ve Nihan Büyükağaç gibi isimler yer alıyor.

Dizi genel konusu sanki Hercai’nin yaz versiyonu gibiydi. 

Yani özetlersek; zengini kötü, fakirleri iyi gösteren, zengin erkeğin, fakir kıza saplantılı aşkı ve bu kızın sevdiği fakir esas aşkı arasında dönecek olan bir hikaye. 

Dizide özellikle iki oyuncuyu çok beğendim. 

Özgür Çevik, beni açıkçası şaşırttı.
Antikahraman (kötü karakter dediğimiz) yaratmak ve oynamak zordur. 

“İtici görüneceğim, insanlar benden nefret edecek” endişesinden sıyrılıp, “Ben oyuncuyum, verilen her karakteri oynarım” diyebilen cesarette çok fazla oyuncu yoktur. 

Özgür Çevik’i kutluyorum. 

Dizide diğer beğendiğim oyuncu ise; Biran Damla Yılmaz’dı. 

Dizi tutsa da tutmasa da bir yıldız doğmuş bence. 

Güzelliğinin yanı sıra sıcacık ses tonuyla, doğal mimikleriyle ve doğru yerde, doğru reaksiyon vermesiyle performansını etkileyici buldum. 

Asla sahte durmuyordu. 

Bir kaç yıl sonra onun ismini kesinlikle daha sık konuşacağız.  

Yaz dizilerimiz ve Canevim şimdiden hayırlı olsun.




DELİ VE DAHİ 
(The Professor and the Madman)

Yönetmen koltuğunda Farhad Safinia’nın oturduğu bu biyografik filminin başrollerini Mel Gibson ve Sean Penn paylaşıyor. 

Filmin diğer oyuncu kadrosunda; Natalie Dormer, Ioan Gruffudd, Jennifer Ehle ve Jeremy Irvine gibi isimler yer alıyor. 

Simon Winchester’ın kitabından uyarlanan Deli ve Dahi, konusunun yanı sıra Sean Penn ve Mel Gibson için izlenir. 

Hani bazı oyuncular vardır; rol aldığı her filmde, sırf o oynuyor diye sorgusuz sualsiz izlersiniz. 

Bu iki usta oyuncu kesinlikle bu kategoridedir. 

Farklı adamlar olduğu için oyunculuk, yönetmenlik gibi işlerinden hangisine bakarsanız, kusursuza yaklaşan sanatçılardır. 

Filmin konusu ise kısaca şöyle;

Deli ve Dahi, eskilerde bir çoğumuzun evinde olan meşhur Oxford İngilizce Sözlüğü'nün yaratılışını konu ediyor. 

Profesör r James Murray, Oxford İngilizce Sözlüğü'nün on bin kelimelik ilk baskısı için ekibiyle birlikte neredeyse hiç ara vermeden çalışmaktadır. 

Bitmesi uzun yıllara dayanacak olan sözlük için bazı insanlardan yardım istemek için rast gele notlar gönderir. 

Bu notu alanlardan birisi Dr. W.C. Minor’dur. Kendisi bir akıl hastanesinde tedavi görmektedir. 

Yolları kesişen bu iki adam dost olur ve sözlük için ortak bir çalışma sürecine girerler. 

Zaman ilerledikçe dostlukları daha da pekişir. 

Mel Gibson bu projeyi hayata geçirmek için 20 sene beklemiş. 

İngiltere’de geçen ve ileride unutulmayan filmler arasında yerini alacak bu filmi kesinlikle tavsiye ederim. 




WHEN THEY SEE US

1989 yılında yaşanan gerçek hikayeden uyarlanmış bir mini dizi. 

When They See Us’ın oyuncu kadrosunda sağlam oyuncular yer alıyor. 

“Bates Motel” dizisinin yıldızı Vera Farmiga, “Dowson’s Creek” ve en son “The Affair “dizisiyle büyük hayran kitlesi olan Joshua Jackson’ın yanı sıra Michael K. Williams, John Leguizamo, Felicity Huffman dizinin oyuncu kadrosunda yer alan isimler. 

Dizinin konusu gerçekten iç acıtıcı. 
New York Central Park’ta yaşanan bir tecavüz olayından sonra, 15-16 yaşındaki beş siyahi genç haksız yere suçlanır. 

O gencecik çocuklara, polisler zorla şiddet uygulayarak yalan ifade verdirirler. 

Ebeveynlerinin, gözyaşları içinde çocuklarını göz göre göre cezaevine yollamak zorunda kalmalarından tutun da, okuyup pırıl pırıl delikanlı olacakken, hapise gitmelerine kadar her durum gerçekten yürekleri burkuyor. 

Dizide özellikle işlenen bir detay var ki; günümüz ABD Başkanı, o zamanın zengin iş adamı Donald Trump, bu suçsuz çocukların idam edilmesini istiyor. 

Daha fazla ipucu vermemek adına yaşanılan tüm bu süreci ve çocukların nasıl aklanacağının hikayesini mutlaka izleyin. 

“Adalet gerçekten var mı ?” Sorusunu vurgulayarak anlatıyor. 

Herkese iyi seyirler,  iyi haftalar.
OGÜNhaber