Kıtlık çığırtkanlığı yaparak vatandaşı sokaklara dökenlerin sayıları çoğaldığını gördükçe, doğrusu tedirginliğimde daha da artmaktadır.
Türkiye'yi 80'li yıllar öncesi yağ, çay, şeker kuyruklarına götürmek isteyen bir kesimin olduğunu ve bunu Erdoğan gitsin de ne olursa olsun mantığı ile yapıldığını çok net görmekteyiz.
Malumunuz meşhur bir söz var derler ki, Sultan 2. Abdülhamit Han'ı devirenlere sorarlar "Siz Abdülhamit'i yıktınız, şimdi ne yapacaksınız ?" diye ve cevaben "Biz tüm planı Abdülhamit'i yıkma üzerine kurmuştuk." İşte bu söz ışığında Osmanlı'nın yaklaşık 40 yıl geç yıkılmasını sağlayan bir Sultanın ve devletin hazin sonu her kesin kulağına küpe olmalıdır.
Etrafımız ateş çemberi ile sarmalanmışken, NATO üyesi olduğumuz halde bizzat üye Ülkelerin ihanetlerine uğrayan bir Ülke olarak kendi göbeğimizi, kendimiz kesmek zorundayız.
Türkiye'de oluşturulan panik havası ekonomiyi alt üst etmektedir. Endişeye mahal vermeden, bir tas hoşaf ile Kurtuluş Savaşında can veren ecdadımızın kemiklerini sızlatmamamız gerekmektedir.
Bir haber üzerine marketlere hücum edip raflarda yağ bırakmayan bir toplum tüm değerlerini yitirmiş ve Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürmek anlamını taşımaktadır.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında bizlere kısa ömür biçen ve Ülkemizin bölünüp parçalanmasını kollayan şer odaklara karşı, bize yakışan dimdik ayakta durmaktır.
Rusya Ukrayna savaşı üzerine Rusya'dan yağ gelmeyeceği iddiası ile vatandaşları kuyruklara yönlendirenler elbet hesap verecektir. Bu kargaşayı fırsata çeviren stokçu hainlerde mutlaka hesap vermelidir.
Bu gün yağ kıtlığı yarın başka bir şey üzerine toplumda infiale neden olacak her yaklaşım karşılıksız kalmamalıdır. Gıda stokçuluğu Vatana ihanettir. Bu böyle bilinmelidir.
Daha dün raflarda yağ bırakmayan ve sepetlerine onlarca teneke yağ dolduranları görünce, Allah muhafaza ülkemiz her hangi bir savaşa girdiğinde, Ülkede kaçıp, başka ülkelere sığınacaklar gözlerimin önünde canlandı.
Bu gün ülkemizde gıda üzerine hesap kuranlar ve daha çok para kazanmak amacı güdenler unutmasınlar ki, büyük lokma boğazı yaracak ve nefessiz kalacaklardır.
Ülkemizin huzur ve refahı her şeyin üzerindedir. Gerekirse kuru ekmeğe yağsız suyla ıslatılmış bulguru yeriz ama Vatanımızı kimselere peşkeş çektirtmeyiz. Unutulmamalıdır, vatanperverlerin sayıları azımsanmayacak kadar çoktur.
Erdoğan düşmanlığı uğruna bu millete, bu devlete zarar verenler, kurdukları tezgahın altında ezilecek ve hezimete uğrayacaklardır.
Ülke yönetiminin yolu sandıkta geçmektedir. Sandık öncesi her türlü entrika ve oyuna kalkışmak, Ülkeyi kaosa sürükleyecek girişimlerde bulunmak, ülkemize yapılacak en büyük ihanettir.
Ülkemizde yeterince gıda stokları ve yeterince yaşam malzemesi de vardır. Ülkemiz büyük bir devlettir. Ülkemizin gücünü hafif görenler elbet yine hezimete uğrayacaktır.
Osmanlı'nın dağılımında etkin rol üstlenenler, tarihin tozlu raflarında yer almaktadır. Mesela Şerif Hüseyin'in hazin sonu her kesin aklında yer edinmeli ve Ülkemizin iç meselelerine dış güçleri müdahil etmemeliyiz.
Siyasette rekabetin düşmanlık ve hasımlık üzerine değil, barış ve Ülke menfaatleri üzerine inşa edilmesi gerektiğini özellikle vurguluyor. Tarihteki tüm olayların kulaklarda küpe olmasını özellikle hatırlatıyorum.