Geçmiş yıllarda aynı iddiaların odağındaki kurumların başında gelen Kayseri Şeker ile ilgilide, epey olaylar yaşanmış ve yıllara süre gelen, tartışmalar, ithamlar, yolsuzluk iddiaları ve benzeri hadiseler, Kayseri kamuoyunu baya meşkul etmişti...
O tarihte çok ciddi rahatsızlıklar yaratan ve kamuoyu vicdanını sızlatan mevzular, savcılığın müdahalesi ve Kayyum atanması ile sonuçlanmıştı...
Bu kadar önemli meselelerin, sürece bırakılması ve tartışmaların odağındaki kurumların, kamuoyu vicdanını rahatsız edici bir sürece mahkum edilmesi doğru bir yol değildir...
Bu gün aynı süreci Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'nde yaşamanın sıkıntısı ve rahatsızlığını yaşıyoruz. Madem bir iddia var, madem müfettiş raporu var, madem söylentiler ayyuka çıkmış, o vakit kamuoyu vicdanını rahatlatmak gerekmez mi?...
Bu kadar beklemenin, dosyayı sürüncemede bırakmanın ve kapalı kapılar arkasında çeşitli pazarlıklar yapmanın, kime ne faydası var? Böylesi muallaktaki bir sürecin Kayseri'ye zarardan başka hiç bir faydası olmayacaktır...
Savcılıkta olduğu iddia edilen Bakanlık Müfettişleri raporunun işleme alınmaması, eğer doğru ise bir hukuki cinayet olarak algılanır. Bir an önce olayın aydınlığa kavuşturulması gerekmektedir...
Kamuoyunu rahatsız eden bir diğer iddianın ise Kayserispor'un önceki yönetimi ile ilgili MHP Milletvekili Baki Ersoy'un ortaya attığı yolsuzluk iddialarının, yine Ersoy'un arka çıktığı OSB'nin, karşılıklı sulh ile neticelendiği iddiası. İşte bu iddiada çok ciddi rahatsızlık uyandırmaktadır...
Ben kimseyi suçlamıyorum, kimseninde kalemşörü değilim. Var olan iddiaların açığa çıkması ve kamuoyu vicdanının rahatlatılması taraftarıyım...
Son bir söz "Kayseri'nin ter temiz isminin, böylesi olaylarla lekelenmemesi gerekir. Unutulmamalıdır ki, olan Kayseri'ye olmaktadır..."
Selam ve dua ile....