Ulusal mutabakat yönetimi Libya’nın meşru hükümeti, bu hükümet sadece Türkiye nezdinde değil BM, AB ve ABD tarafından da resmen Libya’nın meşru yönetimi olarak tanımlanıyor. Yani Türk askerini Libya’ya davet eden siyasi iradenin uluslararası kamuoyunda resmi bir karşılığı var...
Bugüne baktığımızda, süper güçlerin, yakın coğrafyamızda kaderimizi ilgilendiren hamleleri birbirini izlerken buna "Hayır" diyenin siyasi ve milli duruşunu sorguladığımı belirterek, neden? Libya’da olmamız gerektiğini biraz açmak istiyorum..
Malumunuz; Libya meşru hükümetine karşı darbeci Hafter diye bir baş belası var ve Libya'daki kalıcı barışa karşı büyük tehlike arzediyor. Hafter'in arkasında ABD, İsrail, Mısır, BAE, Rusya gibi ülkeler var. Bu ülkeler geçmişten beri zaten Ülkelerin iç işlerine müdahil olmak için hep darbecilerden medet ummuşlardır. Türkiye Mısır'da oynanan oyunun Libya'da da yaşanmaması için bölgeye gitmektedir. Türkiye'nin bölgeye gitmesi ile Hafter’in silahlı güçlerinin Türk askeri karşısında çok da şansı olmayacak ve Türk askerinin varlığı Libya’da önemli bir caydırıcı unsur olacaktır.
Türkiye, Libya ile vardığı Akdeniz mutabakatının ardından Trablus’un güvenliğini sağlamak zorundadır aksi takdirde mutabakat çöker. Bu anlamda Türk askeri varlığı Hafter’in Trablus’taki saldırılarını durduracaktır. Türkiye’nin asker hamlesiyle amacı ise Libya’daki çatışma ortamını sonlandırmak, ateşkesi sağlayıp koruma altına almaktır. Bir nevi Akdeniz mutabakat'ının korunması da hedeflenmektedir...
Akdeniz enerji kaynakları Türkiye için çok önem arzetmektedir. Türkiye'nin yüzlerce yıllık enerji ihtiyacını karşılayacak bu adımın korunması gerekir. Onun için Libya tezkeresi çok önemlidir. Tabi şunuda ifade etmek isterim muhalefetin bunada hayır demesine şaşırmadım...
Son bir söz "oyunu kuralına göre oynamak, galibiyeti getirir.."
Selam ve dua ile....