Bizler komşusu aç iken tok yatan bir gelenekten gelmiyoruz. Ecdadımız mazluma, mağdura ve kimsesize hem kucak açmıştır, hemde kollayıp korumuştur. Doğamız gereği bizlere miras kalan bu özelliğimizi korurken, günümüz şartları ve etrafımızı saran şer odakların entrikalarına karşıda uyanık olmamız gerekiyor...
Aslında yukarıda belirtmek istediğim şudur Türkiye çok büyük bir medeniyetin son temsilcisidir. Adalet ve vicdanın kalesidir. Bu kadar düşmana, iç ve dış İhanetlere rağmem dim dik, mazlumların ve mağdurların umudu olmaya devam etmektedir...
Yaklaşık 3 milyarlık İslam dünyasında Petrol ve Doğal gaz geliri olmayan, kendi yağında kendi kavrulan Türkiye özellikle zengin ama ruhsuz, ruhsuz olduğu kadar vicdan ve merhametten yoksun Arap dünyasına nazaran umudun ve kurtuluşun adı olmuştur...
Ülkemizin komşularının, coğrafyasındaki kan ve gözyaşı gün geçtikçe çoğalmaktadır, bu gidişatla da öyle tahmin ediyorum ki huzur ve barış ortamı sağlanmayacaktır. İşte bu cenderede bu kadar tehlikeye ve sıkıntıya rağmen Türkiye dim dik ayakta dosta güven ve düşmana korku salmaktadır...
Ancak bir uyarıda nacizane bulunmak isterim, etrafımızdaki düşmanların saldırılarına karşı çok dikkatli olmamız gerektiği düşüncesindeyim. 40 yıla yakındır terör belasıyla mücadele eden Ülkemiz en büyük darbeyi Batılı Ülkelerle beraber komşularından almıştır. Yıllarca terör örgütlerine kucak açan komşu ülkeleri bu gün hala içerideki işbirlikçi hainlerle el ele Türkiye'nin bütünlüğüne milli bekasına kastetmektedirle...
Onun içindir ki bizim bizden başka dostu yoktur, dusturuyla hareket etmemiz gerektiği vurgusunu hassaten yapmak istiyorum...
Bakın Türkiye, ecdattan gelen özellik ve inancından aldığı emir gereği mazlumun imdadına koşmaya ve el uzatmaya devam ediyor. Geçmişte Osmanlı İmparatorluğunun yaptığı gibi üzerine ne düşüyorsa fazlasıyla yerine getirmektedir...
Lakin şunu unutmamak gerekir düşman pusuda bekliyor, içimiz hainle dolu en ufak bir açıkta sızma olabilir. Onun içindir ki kucak açarken dikkatli ve seçici olmalıyız...
Mesela Suriye iç savaşı ile beraber Türkiye milyonlarca mülteciye kucak açtı. Ensar görevini yerine getirdi. Bu bizler için bir övünç kaynağıdır. Yaptığımız, olması gerekendir. Diyecek sözümüzde yoktur, ancak bu kadar mülteci nüfusu ve doğurganlık olayını da hesaba katarsak oluşan yabancı nüfus sürkülasyonu belki bu gün değil ilerisi için büyük tehlike arzedeceğine dikkatleri çekmek istiyorum...
Hatta Kilis gibi bazı illerimizde yerli nüfusumuz, mülteci nüfusa nazaran mülteci konuma düştüğünü görüyoruz İlerisi için Ülkemizi bekleyen büyük tehlikelere karşı bir an önce önlem alınmalı ve Suriye'deki kalıcı barışın sağlanmasının yanı sıra sınır hattında güvenli bölgeler oluşturulup Türkiye'deki tüm mültecilerin oluşturulan güvenli yerlere yerleştirilmesi gerekir...
Bu bir zorunluluktur. Sonra Ensar iken mülteci duruma düşersek Allah muhafaza bize kucak açacak kimseyi de bulamayacağımızı belirtmek isterim...
Son bir söz "Ensar olmak güzeldir. Amma!. Ülkemizin bekasınıda düşünmek zorundayız..."
Selam ve dua ile...