Tarihin tozlu sayfalarında nice hadiselerin yaşandığı ve bizlere ders niteliği taşıyacak sayısızca olayın yer aldığını unutmamamız gerekir...
Günümüz dünyada savaş meydanlarında kılıç ile mertçe bir mücadelenin olmadığını, artık soğuk savaşın getirdiği, başta ekonomik ve benzeri kartların öne sürüldüğü bir dönemi yaşadığımızıda, yine unutmamamız gerekir...
Globalleşen bir dünya, teknolojinin had safhada olduğu bir dünya ve artık hiç bir yerin uzak olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu yer kürenin üzerinde yaşayan insanoğlunun doyumsuzluğundan kaynaklı nice hadiselere şahitlik ediyoruz...
Dünyanın genişliği ve Allah'ın insanoğluna bahşettiği bunca nimete rağmen, insanların doyumsuzca, dünyayı kirletmesinede yine şahitlik ediyoruz...
Para ve aşırı kazanma hırsının getirdiği bir şizofrenik ruh halinin neticesinde, dünyanın bir çok yerinde, insanların nasıl katledildiğini, başta sömürge olmak üzere her türlü vahşetin nasıl cerayen ettiğini maalesef görmekteyiz...
Dünya tarihi boyunca, hep güçlüler güçsüzleri ezmiş, haksızlık ve hukuksuzluk hep olmuştur. Onun içindirki, iyilerin güçlü olması gerekir. Hakkın batılı mağlup etmesi çok mühimdir...
Yaşananlar aslında bizler için ders niteliği taşımaktadır. Tarih en büyük öğretmen ve yol göstericidir. Cahiliye dönemini kapatan bir medeniyetin, bir inancın mirasçıları olarak bizlerin, batılı mağlup etmemiz için çok güçlü olmamız gerekir...
Yüz yıllarca dünyaya adaleti yayan, güçlünün karşısında hep güçsüzün yanında yer alan ve imdat diyen tüm dünya mazlumlarının imdadına yetişen bir ecdadın torunları olarak, aynı anlayışı özümsememiz gerekir...
Emperyalist güçlerin dünyayı hunharca nasıl kirlettiğini ve madde uğruna talan politikasını nasıl ilke edindiklerini, aslında çok net görmekteyiz...
Son yıllarda yaşananlar, sömürülen coğrafyalar, kan gölüne çevrilen güçsüz ve kargaşaya meyilli ülkeler, bizlerin dikkatini çekecek bir sonucun, habercisi niteliği taşımaktadır...
Örneğin son çeyrek asırda yaşananlar dahi, insanlık tarihinin bir özeti niteliğini taşımaktadır. Ortadoğu başta olmak üzere, zayıf bırakılmış ve sömürülmüş coğrafyaların maalesef birer tezahürüdür...
Bu gün Suriye, Irak ve Libya başta olmak üzere, yer altı kaynakları ile göz dolduran ülkeleri sömürme güdümünde olan batılı ülkelerin yarattığı kaos ortamını her kes bilmektedir...
Emperyalist güçlerin sömürü düzenini özümsemelerine karşı, Türkiye'nin ise mağdur ve mazlum coğrafyalara yardım etme çabası dikkatlerden kaçmamaktadır...
Türkiye ecdadın dan aldığı karekterik özelliğini her daim ortaya koymaktadır. Türkiye her hangi bir karşılık beklemeden dünya mazlumlarının yanında durmaktadır...
Onun içindir ki, Türkiye güçlü olmalı ve her daim ayakta durmalıdır. Ülkemiz ve insanımız ile ne kadar öğünsek azdır. Ülkemizin güçlü olması için, var gücümüzle çalışmamız gerekir....
Son bir söz "Unutmayalım bu ülke hepimizin. Güçlü bir Türkiye için var gücümüzle çalışmalıyız..."
Selam ve dua ile...