Ben Hükümet yanlısı bir gazeteci değilim. Doğru bildiğim her şeyi aleni söylerim. Belki muhalefete çok yükleniyor gibi gelebilirim size ama inanın muhalefetin ettikleri artık pes dedirtiyor. Muhaliflik yapmanında bir izanı, bir insafı olmalı. Ya arkadaş! her şeye kayıtsız, şartsız eleştiri getirilmezki!..
Aka, ak.. karaya, kara.. demez iseniz sizin inandırıcılığınız kalmaz. Hükümet'in yaptığı her şeye doğrudur, demiyorum. Ama doğru olana da, yanlıştır demiyorum, dememeliyiz de..
Özellikle son zamanlarda bana göre muhalefet akıl tutulması yaşamaktadır. En büyük akıl tutulmasınıda SP lideri Karamollaoğlu'nda görüyorum.. Hükümet'in yaptığı her icraata şiddetli bir şekilde karşıt görüş beyan ederek, anlaşılmaz bir muhalefet örneği sergileyen Karamollaoğlu adeta kin kusuyor...
Aklım ve mantığım Karamollaoğlu'nun yaptıklarına bir yol, bir izahat bulamamaktadır. Elbette eleştiri olmalı, ama yaptığınız eleştiri yerinde ve mantıklı olmalı...
Milli görüş geleneğinden gelen Saadet Partisi'nin liderinin kendinden kopmuş bir parçasına hoyratça ve pervasızca yüklenmesi doğru değildir.. Karamollaoğlu 93 Sivas olayları ve 28 Şubat sürecini unutmuş gibi geliyor bana. O günlerde Erbakan hoca başta olmak üzere, dönemin Sivas Belediye Başkanı olan Karamollaoğlu'na demediğini bırakmayan Sol cenah değilmiydi.?..
O gün İrticacı diye Refah Partisini kapatan kesim ile bu gün kol kola olan Karamollaoğlu bana göre akıl tutulmasının babasını yaşamaktadır...
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı uğruna tüm benzemezlerin bir araya geldiği bir süreci yaşıyoruz. Karamollaoğlu'nun son olarakta Yerli Otomobil ile ilgili, yerli değil çıkışını hayretle karşıladım. Karamollaoğlu'nun pes dedirten bu çıkışı ile dün Devrim arabasının tekerine taş koyanlarla aynı safta olduğu görüşü bende hasıl olmuştur..
Siyaset ahlaklı ve insaflı yapılmazsa Ülkenin geleceği tehlikeye girer ve yanlış ile doğru ayırt edilemez...
Son bir söz; "siyasetçi, akıllı, edepli ve izan sahibi olmalı"..
Selam ve dua ile...