Tamam kayıt işini anladık da Kutb’ur-Râbia’ ne demek onu da bir izah et bari diyen seslerinizi işitmemek mümkün değil..?
Efendim Kutb’ur-Râbia’dan kastım; İstanbul Surlarının hemen dibinde, Silivrikapı/ Belgrat Kapı’ların karşısında, Merkez Efendi (K.S) Kabristanının yanında bulunan Sağlık Bilimleri ağırlıklı bir özel üniversiteye kaydını gerçekleştirdiğimiz bizim mahdumu, evvelâ Allah u Zülcelal vetekaddes Hazretlerine ve onun şanlı peygamberinin mübarek ve muazzez ruh-u şeriflerine emanet ettikten sonra şahs-ı manevilerine teslim ettiğim kendi alanlarında kutub sayılacak kadar öne çıkmış büyüklerimizi ifade için kullandığım bir ifadedir..! Peki kimdir bu zat-ı muhteremler diye sual buyurursanız benim acizane cevabım da şudur:
1- Üniversiteye çok manidar ve çok da muvafık bir şekilde ismi tensip buyurulan Ebu’l-Reyhan El- BÎRÛNÎ yaşadığı dönemin ilim semalarında bir yıldız gibi parlayan ve pozitif bilimler meydanındaki çalışmalarıyla günümüz modern bilimlerine dahi öncülük eden bir bilim insanı olarak kendisi TÜRK-İSLAM Biliminin tartışılmaz büyük Kutublarından birisiydi.
2- Tarihî İstanbul Surlarını aşıp bize şehri emanet eden dedemiz Fatih Sultan Mehmet Hân HZ. de bu kutublardan ikincisidir ki malum-u aliniz kendisi PaxRomana’nın yerine PaxOttomana’yı kuran bir büyük siyaset ve devlet adamımız olarak çağ kapatıp çağ açan ve dahi çığır açan yönüyle tabii ki bir Kutbu’s-Siyase’dir..
3- Yukarda dedik ya Üniversite Merkez Efendi Kabristanlığının hemen yanındadır. Peki, bu Üniversitenin burada açılmış olması sizce bir tesadüf müdür..?
Tabii ki hayır..!
Zira 2. Murad’ın Manisa’dan hem hocası, hem de yol refîki olan Merkez Efendi ( K.S) bildiğiniz üzre birçok derde deva MESİR MACUNUNUN mucidi bir ECZACI yani bir hekimdir.
Binaenaleyh Üniversitenin buraya kurulması aynı zamanda büyük bir mutasavvıf olan kendisinin hem manevi ruhaniyetinden istifade etmek, hem de bu TIPÇI yönüne tekraren dikkat çekmekle ilgilidir.
Ve tüm bu sebeplerden mütevellit Hazret-i Merkez Efendi (K.S) İlm ü İrfan üzre sadece kutub olmayıp belki de Kutb’ul-Aktab’dır denilse seza bir büyüğümüzdür..
4- Ya dördüncüsü kimdir sizce dostlar bunu da siz bulun bakalım..? deyip de işi daha fazla uzatmayalım isterseniz..!
Çoğunuzun biraz da resimlerden yola çıkarak zaten tahmin buyurduğunuz gibi..
Son kutbumuz da kabul görsün görmesin, kıymeti bilinsin bilinmesin, muhafazakar diye hulasa edebileceğimiz kesimin son 50/60 yıllık siyasî mücadelesinde hepimizi derinden etkileyen MİLLİ GÖRÜŞ hareketinin mimarı merhum Necmettin Erbakan
Hocamızdır.. Aslında kendisi de aynen manevi himayelerine sığınarak ebedi istirahatgâh olarak tercih ettiği Merkez Efendi Kabristanının ruhani maliki gibi hem maddi, hem manevi ilimlerde söz sahibiydi.
Tüm bunların yanına bir de, Hocamızın fikirlerinin ve o fikirlerle yetişen insanların bugün iktidara gelmiş bir siyasi hareketin en merkezî muharrik gücü teşkil ettiği gerçeğini ilave edin.. Buradan hareketle diyebiliriz ki merhum Erbakan hocamız da deha mesabesindeki bu SİYASÎ derinliğinden dolayı bir KUTBUS-SİYASE idi..
Bugün şu kayıt yaptırdığımız üniversiteler ve ona kayıt olan gençler varsa, bu varlıkta aziz Hocamızın tüm engellemelere rağmen yılmadan ,usanmadan ve inanılmaz bir sabırla ve dahi çilesini çekerek ömrüne yansıttığı siyaset mücadele ve mücahedesinin kapladığı yer yadsınamaz derecede açık ve nettir..
Velhasılı kelam bugün naçizane KUTBU’RABİA olarak tesmiye ettiğim bu dört büyük kutbun şahs-ı manevilerine bizim büyük oğlanı teslim etmiş olmanın mutluluğuyla meşbû oldu, neş’e buldu dostlar ruhlarımız..
Allah kendilerinden razı olsun ve tüm evladımızı onların mücadelesini bihakkın anlayan ve hayatına tatbik eden kullarından eylesin .. AMİN...