Olası bir savaş kaousunda (ki asla olmamasını dilediğim bir durum bu) ülkemizin bu durumdan büyük yara alacağı kanaatindeyim.. Göz göre göre yapılan bu hatanın bedelini çok ağır ödeyeceğiz. Rusya'nın o bölgeden vatandaşını çekmeye başlaması da aslında bu işin ciddiyetini ve korkulması gereken durumu açıkça ifade ediyor. Rusya'nın direkt olarak müdahale etmesine gerek yok. Şam'a yapılacak en ufak saldırıda zaten Rusya'nın neden direkt müdahale etmediğini anlarsınız. Rusya'nın Suriye de kurduğu BUK sistemleri (hava savunma sistemleri) sayesinde direkt müdahale etmesinede gerek yok. Zaten bu hava sistemleri kullanıldığında dünya pek çok şaşırtıcı şeye şahit olabilir. ABD cehennem ateşine doğru gittiğini farketmiyor hala.. Bu ateşe bizi de sürüklemeye çalışıyor.. Irak'tan ders almamışa benziyor.. İran ise nükleer silah konusunda tam donanımlı bekliyor. Türkiye bu durumda daha radarlarını çalıştıramadan Güneydoğu yu yerle bir edecek nükleer silaha sahip. Bizim şu an ordumuzu yönetecek komutanlarımız bile yok..
Eğer Amerika Suriye'ye müdahalede bulunursa, İran da savaşın içine girer ve ortadoğuda kanın durdurulamayacağı ve yıllarca devam edecek olan bir savaşın startı verilmiş olur. Savaş Şii-Sünni savaşına döner ki bu kan bizim topraklarımıza da damlar.. Fiilen Arap baharıyla başlamış olan 3.cü dünya savaşına hazırlık yapıldığını şu an emekli askerlerin göreve çağırılmalarıyla anlamaya başladık.!
Burada Türkiye olarak dikkat etmemiz gereken en önemli konu ise tarihten ders almamızdır. Osmanlı devletinin ittifak olduğu 1.ci dünya savaşında nasıl parçalandığını görmemek ve bundan ders almamak ülkemiz açısından 'son' a giden yolun başlangıcı olur. O dönemde Osmanlı'nın nasıl parçalanıp bölüşüldüğünü hepimiz biliyoruz. Tarih hep tekerrürden ibarettir.. Her ne kadar oyuncular değişse de senaryo ve yöntem aynıdır. Türkiye konumu itibariyle bu savaşın en önemli aktörü olacak ve bu savaştan en çok yara alan ve parçalanan ülke olacaktır. Hali hazırda zaten bu savaş bir şekilde başlamış durumda.. Dünyada dini, etnik, sınıfsal çatışmalardan dolayı günde yüzlerce hatta binlerce insan öldürülüyor. Her ne kadar bireylerin ölümü sadece trajik gelsede, milyonlarca insanın öldürüldüğü istatistik bir geçektir. Hiç bir suçu olmayan sadece etnik kimlikleri yüzünden öldürülen bu masum insanların hesabını kimse veremeyecek, vermeyecekte..!!
Ülkemiz konumu itibariyle şu an jandarma durumundadır.! Ayrıca çıkabilecek en ufak bir nükleer savaştan en çok yara alacak konumdadır. Türkiye olarak Atatürk'ün dediği gibi "SAVAŞ ZARURİ OLMADIKÇA CİNAYETTİR" sözünü benimsememiz ve bu savaştan yara almadan çıkmanın yolunu bulmamız gerekmektedir.