Bir ulusun türkülerini yapanlar, yasalarını yapanlardan daha güçlüdür. (Shakespeare)..
Bu toprakların ne kadar yoksul, ne kadar sefalet çeken, ne kadar hor görülen, ne kadar hasret çeken, gurbete gitmek zorunda kalan, aşka, sevdaya düşüp kavuşamayan, efkarlı, kimsesiz, sahipsiz, unutulan insanı varsa NEŞET ERTAŞ hepsinin derdini anlatmıştır türkülerinde. Kinini, nefretini, dünya hırsını, malı mülkü, acıyı damıtarak misk-i amber e dönüştürmüş, nesillerce tükenmeyecek duygu saflığında eserler sunmuş büyük üstad dır Neşet Baba..
Devlet sanatçısı olup en güzel yerlerde oturup sefa sürebilecekken, ayrımcılık yaratır diyerek kendisine verilen devlet sanatçılığı ünvanını "ayrımcılık" olarak nitelendirip kabul etmeyen, ben halkın sanatçısıyım diyebilen büyük ozan, göynü büyük adamdır. Seyircisinden izin almadan ceketini çıkarmayan kaç sanatcı yetişmiştir bu topraklarda. Daima halk konserleri vermiştir garibanlar da gelebilsin diye.! Tercihini halk konserlerinden yana kullanmış ve sebeninide "ben onlardan biriyım, garibim tüm garipler gelip rahatça seyretsinler, bunca yıldır ben onların ekmeğini yedim" diyerek açıklamıştır.. O kadar erdemli ve hatır gönül bilir bir anadolu efendisidir ki; elini öpmek isteyene "senin de elin var, kendi elini öp" diyecek kadar tevazu sahibidir. Sıradan albümler çıkarıp halka hiç bir şey katmayan şarkıcıların boğazda yalılarda yaşamalarının aksine, Neşet Ertaş gayet mütevazi evinde ailesiyle kendi şivesini hiç değiştirmeye çalışmadan özünü muhafaza ederek değerleriyle huzurlu bir yaşam sürmüştür. Tevazunun en yakıştığı insandır NEŞET BABA.!
Neşet Ertaş'ı tanımıyorum diyen Nil Karaibrahimgil için "kıza yüklenmeyin, daha küçük ve cahildir" diyecek kadar insan olmayı başarmış, can acıtmamaya itina gösteren yüzyılın en değerli sanatçısıdır NEŞET ERTAŞ..
Türkiye'nin onuru, gururu olmuştur Neşet Baba.. Unesco tarafından yaşayan kültür mirası seçilmiş bizi dünyada temsil etmiştir. Ayrıca köylünün sanatta da milletin efendisi olduğunun kanıtıdır Neşet Ertaş..
'Ayağınızın türabı gönlünüzün hizmetçisiyim' diye başladığı konserlerine, seyirciden müsaade alıp ceketini çıkararak devam eder, ardındansa 'ağla sazım' der; işte şimdi ağlanacak zamandır..
Sanatçıdır bu tartışmasız bir gerçek ama o her şeyden önce '' baba'' adamdır, Neşet emmi dir, Neşet dayı dır. Samimiyeti, sıcaklığı, bizden oluşuyla can dır. Gönül kelimesini o muhteşem şivesiyle söyledikçe gönül telini titretir adamın, "göynünü deler geçer"
Ah yalan dünyada, yalan dünyada..
Yalandan yüzüme gülen dünyada.. derki; söyledikçe bozlağın tezenesi vurur tellerine yüreğinizin.. Öyle bir "zülüf dökülmüş yüze" derki.. soyutlanırsınız bu hayattan..
Tatlı dillim , güler güzlüm, eyy ceylan gözlüm,
Göynüm hep seni arıyor,neredesin sen..
Her söylendiğinde bir sevda alevlenmiştir yüreklerde..
Kısacası gönlü büyük adamdır, gönülden gönüle giden yolun daimi yolcusudur.
Goynümüze "ataş" düşürdün usta..! Seni unutmadık, unutturmayacağız.. Daha nesillerce senin ruhunla yaşayacağız... Ruhun şâd olsun.