Seçimler yaklaştıkça uslup çirkinleşti diye hayıflanıp duruyorduk.. Beterin de beteri varmış meğer.
İnsanlar artık mertliği elden bırakmış belden aşağı vurmaya başlamış duruma geldiler. Şu iktidar denilen şey ne menem bişeymişki insanlara insanlığını unutturuyor ve namertçe rekabet ettiriyor.
MHP ye karşı açılmış olan savaş kasetler ve şantajlarla hızını kesmeden ilerliyor.Olan insanlarımızın inancına ve partinin başında bulunan Sayın Devlet Bahçeli'ye oluyor.. Gelmiş geçmiş en temiz siyasetçilerimizden olan Bahçeli değerlerine son derece düşkün, nezaketli, adaletli, dürüstlüğünden ödün vermeyen, kendisini ideallerine adamış, gelenek ve göreneklerine son derece bağlı, dini bütün bir insandır.. Anlayamadığım; parti içerisindeki her durumdan sayın Devlet Bahçeli'nin sorumlu tutuluyor olması.. Sanki insanların özel hayatlarını kontrol etmek zorundaymış gibi. Ben eminimki parti içerisinde böyle bir durumla daha önceden karşılaşmış olsaydı kendisi müdahele eder ve istifa ettirirdi vekillerini.. Başkalarının zayıf noktalarından, zaaflarından kimse sorumlu tutulamaz.. Yapılan şeyler doğru değil elbet. Kesinlikle de onaylanamaz. Ancak bunun bir tuzak olduğu apaçık ortada. Bu kasetlerin çekilmesini sağlayan ve tuzak kuranda en az yapan kadar suçludur. Hatta daha fazla suçludur. Bir insanın mahremiyetine bu kadar girilmez. Hem ne malum bunu çektirenlerin kendilerininde bu tarz şeyler yapmadıkları?.. Kulağımıza o kadar çok şeyler çalınıyorki duydukça aklımız duruyor..
Keser döner sap döner, gün olur hesap döner lafını bilmezlermi acaba bunu yapan ve yaptıranlar?
Amacım, kimseyi yermek, eleştirmek, toplumsal sonuç çıkarmak, vay bu işin arkasında kimler var demek değil.. Sadece olaya başka bir açıdan bakmak..
Sorun kasette mi yoksa kasetleri servis edendemi acaba?
Sonuçta adam milletvekili oldu diye zaaflarındanda vazgeçemiyor, herkes gibi..!!. Gördüğüm kadarıyla görüntülerde bir tecavüz, taciz etme yok.. Zoraki bir durumda yok.. Bu sakın yanlış anlaşılmasın benim asla onaylamadığım bir durumdur ve şiddetle de kınıyorum ancak insanların dört duvar arasında yaşadıkları allahla kulun arasındadır.. Cezasını ancak allah verir..
Bu hükümet değilmiydiki zinayı suç olmaktan çıkaran.
Ayrıca zina yasasının 20.ci maddesinde derki; "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Adli soruşturma ve kovuşturmanın gerektirdiği istisnalar saklıdır..."
O halde neden bu kadar özele giriliyor? İnsanları harcamak bu kadar ucuzmu bu ülkede?
Bu duruma "ayıp, günah" diye ortalıklarda bağıranlar 14 yaşındaki kızları evlendirmiyorlarmı?
İmam nikahı adı altında bir çok kadınla yaşamıyorlarmı?
Hüseyin Üzmez gibi bir ahlaksızı cezasız bırakmıyorlarmı?
Birde üstüne itibar etmiyorlarmı?
Evet bu nahoş bir durumdur, günahtırda. Amaa en büyük günah "kul hakkıdır"..
Bu yapılanlar kul hakkına girmiyormu? Bu ülkede o kadar çok çalan çırpan varki, onlar kul hakkı yemiyormu? Millet açlıktan hırsızlık yapıp evine ekmek götürüyorsa bunun tek suçlusu kendisimi? Ülke bölünüyor, insanlar birbirine düşman ediliyorsa, 50 bin askerin katiliyle masaya oturuluyorsa, tüm doğal zenginliklerimiz bir bir elimizden gidiyor başkalarına hediye ediliyorsa, hepimiz sinmiş bir vaziyette korkuyla yaşıyorsak, geleceğimizden endişe edip planlar yapmaya başlıyorsak, özel hayatımız diye bir şeyimiz kalmamışsa bunları yaratanlar kul hakkı yemiyormu? Şimdi soruyorum hangisi daha büyük suç? İşimiz gücümüz milletin cinsel hayatımı? Hata yapan bedelini öder..
Ben bir TC vatandaşı olarak HAKKIMI HELAL ETMİYORUM..
Bu ülkede ŞİFRE skandalı varken (kaldıkı bu binlerce gencimizin istikbali demektir. Aileler evlatlarını sabırla ve zor şartlar altında milyarlarca lira harcayarak sınava hazırlamışlardır) işimiz 3-5 kişinin yaşadığı kaçamaklar olmamalıdır.. Asıl affedilmeyecek "kul hakkı" budur. Ört bas edilen ve hala sonuçlanmayan "hak" tır.. Ve asıl istifaya çağırılması gerekenler göğsünü gere gere dolaşmaktadır.. Ülke bu kadar vahim durumdayken insanların uçkurundan rant elde etmeye çalışmak son derece insanlık dışıdır. Yapmacık dürüstlüklere ve ahlak bekçiliklerine soyunanlar önce şu alınan hakları iade etsinler..
Ayrıca bu durum sadece partilere mal edilmemeli.. Maazallah her partiden insanlarda olabilecek bir durum bu.. Tıpkı AKP Erzurum İl Genel Meclisi başkan vekili Mustafa Macit'in fuhuş yapmak ve fuhuşa aracılık etmek ten yargılanıyor olması gibi..