E, peki sormazlar mı sana, acaba hangi vatanı, hangi bayrağı kastediyorsun diye?
Öyle ya, vatanı bölmek için kırk yıldır uğraşan, onbinlerce insanı şehid, Gazi eden, Güneydoğu bölgesini, on yıllardır mahrumiyet bölgesi olamaya mahkum eden, korku imparatorluğu kuran PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile şehir eşkiyaları, gerillaları DHKP-C ile kol, kola olan bir siyasi lider, herhalde Türkiye’yi vatan olarak göremez ve şanlı Türk Bayrağını da kast edemez!
Şehid cenazelerinden kovulan, çelengine bile tahammül edilemeyen Kılıçdaroğlu, bu iki terimi ağzına alabilecek, herhalde en son kişi olsa gerek.
PKK teröristlerinin leşlerinde boy gösteren, sırtlarını dağdaki eşkiyaya dayandığını söyleyen bir parti ile bir olacaksınız, sonra da Vatan, Bayrak diyeceksiniz. Bu olsa olsa abes ile iştigal olur.
Sahi siz vatan severliğinizi nerede gösterdiniz Kılıçdaroğlu?
İnsanların dertleri ile samimi olarak ilgilendiğinizi nerde gösterdiniz?
Ben hiçbir Yunan Belediye Başkanının, Atina’da, Selanikte veya Kavala’da Rahmetli Rauf Denktaş’ın heykelini diktiğini görmedim. Sanırım öyle bir şey yapacak olan bir Belediye Başkanını Yunanistan’da ya linç ederler ya da vatana ihanetten içeri alırlardı.
Lakin siz, Makarios gibi bir eli kanlı katilin heykelini İstanbul’un bir semtinin göbeğine diken ama Şehid Ömer Halisdemir’in ismini bir caddeye vermeye şiddetle karşı çıkan birini, İstanbul’a aday gösterecek kadar grafiksiniz.
Hülasa, yolsuzluğun sözlükteki karşılığı olan, bu yüzden görevden alınan Battal İlgezdi’yi, yine Ataşehir’den aday göstererek, bu halktan ne kadar kopuk olduğunuzu, hatta insanların aklı ile aday edecek kadar bahtsız olduğunuzu da ispat etmiş oldunuz.
İnsanda biraz haya, edep olur ya hu.
Ama tabii, ölümüne, kalımına göbek bağınız var Battal İlgezdi ile. Boğazınıza kadar o yoksulluklar batağında berabersiniz. Eliniz mahkum. Gerçekler bunlar. Bittin inkar edin.
Rezidanslar kraliçesi Gamze Akkuş İlgezdi’nin, hiçbir akıl, izan ile izah edemeyeceğiniz servetini ve çocuklarınızın bununla alakasını, ahlaklı nedenlerde açıklayın.
Tabii böyle bir şey yapabilirseniz.
Bu ara, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz biz”, diyerek açıklama yapmayın. Yetmiyor. Ve çok sevdiğinizi iddia ettiğiniz Gazi Mustafa Kemal’i de kirli işlerinize alet ederek sömürmeyin.
Vatan, Bayrak sevgisi kim, siz kim?
Güneydoğu mitinglerinizde alamadığınız Türk Bayrağını’mı sevdiğinizi iddia edeceksiniz?
Ellerinde sadece Şanlı ve Asil Türk Bayrağı oldu halde, darbecilerin üstüne giden, bu uğurda şehid olan, Gazi olan insanlarımızı, her fırsatta hakaretlere mazur bıraktınız.
Ve o insanlara, ellerindeki Türk Bayraklarına acımadan ateş eden, hain, alçak, cani FETÖ’cü darbecileri ise her platformda siz savundunuz?
Hangi Bayraktan söz ediyorsun Kılıçdaroğlu?
Alenen ittifak içinde olduğun bölücü HDP’nin eş genel başkan müsveddesi, TBMM’de, pervasızca; “Kürdistan da!!!! Kazanacağız, Batı da AK Partisi’ni kazandırmayacağız”, diye konuşuyor?
Hangi bilmemneistan bu Kılıçdaroğlu? Yoksa senin bahsettiğin Vatan bu ucube mi? Bahsettiğin Bayrak da sözde PKK paçavrası mı?
Geçmişte alenen, Hendek Terörüne, Kobani’ye destek vermiş Tunç Soyeri aday yaptın.
Hadi eli kanlı Babasını görmezden geldik, alenen PKK’yı ve terörü savunan bir aday çıkartmak ile sen hangi vatanı kastediyor olabilirsin?
Zira belli ki, Türkiye Cumhuriyeti’ni kastetmiyorsun!
Sonunda kendi partinin içinde, tüm bunları görüp artık tahammül edemeyen, istifa edenlerin sayısı 3000’i geçti!
Sayende, DSP rönesans yaşıyor.
Senin için değerli olmasa da bulundukları yerlerde belli ki değerli olan isimler, tek, tek istifa ederek DSP’den aday oluyorlar.
Bunları görüyorsun ve yine de bildiğini okuyorsun.
Oku. Ama şunda bir gerçek ki, CHP’yi bitirdin, bitiriyorsun. Ve nedense, bana umurunda da değilmiş gibi geliyor.
Adayları görüyoruz.
Ya yolsuzluklar içinden gelen ya da Alevi adayları koyuyor CHP.
Ulusalcı, milliyetçi gibi kesimlerden ise radyasyonlu imiş gibi kaçılıyor.
Son olarak yine 15 Temmuz’a dil uzattı CHP’nin Genel Başkanlığını işgal eden zat. Yine OHAL’i eleştirdi, yine başta Can Dündar olmak üzere vatan hainlerini savundu.
Muhalif yazarlar tabii coştu yine.
Eh, onlarda ne yapsınlar?
Bu aralar neye el atsalar ellerinde patlıyor. Mecburen sus, pus oluyorlar.
‘Seçmen taşıma’ dediler, CHP’ye patladı, resmen itiraf edenler oldu.
‘Oy çalma’ dediler, yine CHP’de patladı, bıçak gibi kestiler.
‘Seçmen listeleri manipüle ediliyor’ dediler, eh bu da malum CHP’ye patladı, hem de çok fena patladı.
Yine solun yazarlarının üstüne ölü toprağı serpildi.
Şimdi varsa yoksa OHAL, firari vatan hainleri, aileleri.
Ha bu arada, verin efendim Can Dündar’ın eşine pasaportunu, nereye istiyor ise gitsin. Zaten bu toprakla ait değil ki. Bari “beni zorla rehin tutuyorlar” propagandası yapmasını engelleriz!
Gerçekten de CHP kendi kendini lağvediyor. “Bizi seçmeyin de ne yaparsanız yapın” diyorlar.
Zaten daha evvel de yazmıştık. CHP’nin seçilme gibi, iktidar olma gibi bir derdi yok.
İş Bankası rant getiriyor, ellerindeki üç beş Belediye ona keza, eh vekil maaşları da var zaten. Kim kalkacak da sorumluluk alacak da proje üretecek de icraat yapacak da… ne gerek var efendim. Nasılsa AK Partisi çalışıyor.
Eh CHP’de kendi kitlesini memnun etmek için, ara sıra muhalefet yapıyor, biraz bel altından vuruyor, Kemalizm’in de dinine vuruyor, hop, %24 garanti oy.
Bundan iyisi, Şam’da kayısı.
Bu son istifalar ve gelecek olan istifalar, CHP ‘nin oy oranını yalnız %10 – 15 eritir. Oyları böler ve DSP’ye kaydırır diye düşünüyorum. Çünkü CHP’nin tabanı da artık bu kadar aleni ihanete tahammül edemiyor. Ve şimdi ellerine bir alternatif geçti. DSP!
Kılıçdaroğlu bunlardan ne kadar ders çıkartır?
Zannımca hiç çıkartmaz. Frenleri boşalmış bir kamyon misali yokuş aşağı inmeye başladı bile.
Kılıçdaroğlu!
Şu hakikatı bir öğren: Vatanını ve Bayrağını sevenler, 15 Temmuz gecesi, ihanet zümrelerine göğüs germiş, ihanet darbesini de o göğüslerinde parçalamıştır.
Vatanını, Bayrağını sevenler, 40 gün uyku uyumadan, gece, gündüz demeden, meydanlarda Demokrasi nöbeti tutmuştur.
Vatanını, Bayrağını sevenler, PKK’nın hain kurşunlarına hedef olup, şerefli bir şekilde Şehadete yürümüş, yakınları ise vakur bir şekilde: VATAN SAĞ OLSUN! demişlerdir.
Vatanını, Bayrağını sevenler, döviz saldırıları olduğunda, ellerinde ne var ise gidip bozdurma erdemini göstermiş, önce vatan, diyebilmişlerdir.
Sizler gibi, el avuşturup saldırılar şerefine kadeh kaldırmamışlardır.
Vatanını, Bayrağını sevenler, Cumhur İttifakı ile bir araya gelmiş, parti-marti menfaatlerini, hatta kimliklerini değil, önce vatan ve millet diyebilmişlerdir!
Vatanını, Bayrağını gerçekten sevmek bunları gerektirir çünkü.
Tüm bu değerlere kin ile, nefret ile bakmayı değil.
Hülasa, bu değerlere her fırsatta saldırmayı değil.
Gerçekten Vatanını, Bayrağını seven birilerini görmek istiyor isen eğer, bir Güneydoğu Gazimizi, bir 15 Temmuz Gazimizi veya Şehid ailelerini ziyaret etmeni tavsiye ederim.
Rahmetli Erol Olçok’un eşini, Ömer Halisdemir’in babasını ziyaret et.
Ama nasıl edeceksin?
İsimlerini Belediyelerinizdeki sokaklara bile vermek, sizi Besmele duymuş şeytana çeviriyor.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam