Varsayalım ki

Sayın İlham Aliyev'in konuşmasında, Sayın Erdoğan'a ithafen, "Türk Dünyasının Lideri" terimini kullandı.

Karabağ savaşında, Türk Devletinin ve Sayın Erdoğan'ın yardımlarını minnet ile andı!

Aksakallılar Meclisinin başına ise Sayın Binali Yıldırım atandı!

Turan Ordusu zaten zaten fiilen kurulmuştu ve "tatbikat düzeyinde" varlığını sürdürüyor idi.

Karabağ savaşında ise bu ordunun kurşun askerlerden oluşmadığı, laftan ibaret olmadığı da ortaya çıktı.

Batı dünyasının ve özellikle de NATO'nun ama bir yandan da Rusya'nın korkulu rüyaları başladı.

Ve şimdi biraz varsayalım.

Mesela varsayalım ki, önümüzdeki dönemde bu birlik resmen bir savunma birliği statüsüne geçti.
Türk Dünyası ülkelerinin yanısıra, Pakistan, Libya, Katar gibi ülkelerde buna dahil oldu.

Varsayalım ki, bu birlik aynı zamanda bir ortak para birimine geçti!
Mesela TDD, Türk Dünyası Dinar'ı.

Varsayalım ki, bu ülkelerin hepsi, Türkiye'nin önderliğine biat etti…

Gaz, petrol, altın gibi önemli hammaddeler, İstanbul Borsası üzerinden piyasaya sunulmaya başladı.

Varsayalım ki, Turan Ordusu'nun asker sayısı onlarca milyon oldu ve tüm bu ordular, Türk savunma teknolojisi ile donatıldı, batıdan silah alımları durdu!

Varsayalım ki, AB modelinden daha üstün ve ırkdaşlık, kardeşlik bağları ile bağlanan bir ekonomik, askeri güç meydana geldi.

Olup bitecekleri tasavvur edebilir misiniz?

Dünyadaki tüm dengelerin bir anda nasıl değişeceğini, eksenlerin nasıl kayacağını düşünebiliyor musunuz?

Baykar'ın bugüne kadar dünya silah piyasasına ne kadar ağır zararlar verdiğini hepimiz biliyoruz.

Ve evet, tüm batının, dahi içimizdeki manda severlerin adeta çılgına dönmüş olmaları da bu yüzdendir.

Çünkü burada varsayım olarak yürüttüğüm fikirler, belki de hiç de varsayım değildir.
Belki kadim Türk Devlet aklı ya da derin devleti, ya da ak saçlıları, ak sakallıları, bu planı çok, çok seneler önce yapmışlar, ve şimdi de ilmek ilmek dokuyorlardır.
Kim bilir.

Kim bilir, şu an Türk Dünyası'nın her bir yanında, gereken yerlerde, hummalı çalışmalar çoktan başlamıştır.

Yahudiler, "altın kimde ise yasaları da tarihi de o yazar" derlerdi.

Peki böyle bir birliğin ekonomik gücünün karşısında, altının sahipleri olduklarını sananlar ne yapabilirler ki?

En önemli gelir kaynaklarından biri savunma sanayii ve Türk Devleti şimdiden o çarka çomak soktu.

Yarın böylesi bir tablo karşısında, batının kaç dev savunma şirketi iflas eder?

Doğalgazın, petrolün büyük bir bölümünün tek eline geçmesi ile ve o elin de kendi para birimi olursa, bunun karşısında, batı dünyası nasıl karşılık verebilir?

Üstelik, EURO projesinin çökmeye başladığı ve çökmeye mahkûm olduğu bu zamanda?

Sanırım 12 Ekim 2021 tarihi, batı dünyası için çok kötü bir hatıra olmaya namzettir.

Türk Devleti'nin doğal sınırları vardır, siyasi sınırları bile nihayi olarak çizilmemiş.

Şimdi Türkiye de ise iki blok oluştu.

Birinci blok, tam sa bu varsayımların gerçekleşmesini canı gönülden isteyen, kutlu bir sevinçle bekleyen blok.

İkinci blok ise tam tersine, bu gelişmelerin karşısında öfke nöbetleri geçirip, tüm gücü ile bunları engellemeye teşebbüs içinde olan blok.

Rahmetli Cemil Meriç'in de dediği gibi:
"Bu savaş Hira mağarasının çocukları ile, Olimpos dağının çocukları arasında geçen bir savaştır."

Bu birliğin çok daha yüce sonuçları olacaktır elbet.
Bakacak ve göreceğiz, Allah ömür verirse.

Varsayım dedik ya, acaba gerçekten de sadece varsayım mı?


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
OGÜNhaber