Dün gece geçildi bu haber.
Muhtelif zaman ve yerlerden kaçırılan 13 sivili PKK denilen azılı katil sürüsünün şehid ettiği.
Kanım dondu, ancak sadece bir anlık, sonra ise öfkeden kaynamaya başladı, bu yazıyı yazarken bile soluğu burnumdan alıyorum!
Evet PKK her zaman aşağılık bir terör örgütü idi, sivillere kıyması da yeni değil, ancak bu kadar alçakça bir sivil katliam yeni!
Ben buna alışmak istemiyorum.
Ve gerçekten de artık PKK kısaltmasını duymaktan bıktım.
Evet güvenlik güçlerimiz, amansız ve çok başarılı operasyonlar ile PKK'yı yok etme sınırına getirdi.
Ancak şu da bir gerçek ki, içteki ve dıştaki ve hepsi de bilinen destekçileri, yardımlarını sürdürmeye devam ettiği müddetçe, bu melun örgüt tamamen bitmeyecek!
Dış politikamızın artık bu bilindik, ispatlanmış yardımcı ülkelere, açık ve net olarak tavrını ortaya koymanın vakti geçti bile!
Yaptırımı sadece onların değil, bizim de yapabileceğimizi, artık birilerinin görmesi gerek.
Ancak önce sözüm içteki zümrelere!
Hadi, durmayın, Demirtaş'a özgürlük isteyin.
Başta CHP'si, İyi Parti'si, Saadet Parti'si ve diğer partiler, hadi HDP ile Anayasayı görüşün!
Gizli, saklı destekleyin HDP'yi!
YPG'yi, PYD'yi şirin sevgi pıtırcıkları olarak gösterin.
Haydi yandaş medya, dağlara çıkın, "yere izmarit atmayan" pırıl, pırıl gençleri yazın!
Gidin, Karayılan ile Kalkan ile röportajlar yapıp, mayın eşşekleri ile boy boy pozlar verin.
Apo denen kişi ile yaptığınız gibi masalarına oturup yemekler yiyin!
"Beraber iyi salladığınızı" düşünün!
Demirtaş'ı ziyaret etmek için sıraya girin.
TBMM'de sahip çıkın.
Hatta, HDP kapatılmasın diye yırtının.
Artık yetti, yeter!
Siyaset bir yere kadardır ve o kadar artık bitmiştir.
TBMM'deki Cumhur İttifakı üyelerine sesleniyorum:
Bu vatan hainlerinin bekleyen tüm fezlekelerini derhal görüşüp, dokunulmazlıklarını kaldırıp yargıya sevk edin.
Tabii ellerindeki diplomatik pasaportları da almayı ihmal etmeden.
Anayasa Mahkemesi'nden ümidimi kestim.
Onun için AK Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi guruplarına sesleniyorum:
Derhal HDP'nin kapatma sürecini başlatın.
Sonucu ne olur ise olsun.
Zira bunu yapmaz, savsaklar iseniz, bir daha seçmenin önüne çıkacak yüzü bulamayacaksınız.
Aziz Türk milletinin, kendi parlamentosunda teröristlere artık tahammülü kalmadı!
Yok efendim başka parti kurarlar imiş…
Kurdurtma kardeşim!
Yok siyasi dengeler oynarmış…
Varsın oynasın!
Bir vatandaşımızın, bir askerimizin, polisimizin daha bu hainlerin temsilcisi oldukları Terör örgütü tarafından şehid edilmesine tahammülümüz kalmadı!
Ve yine ve kesin diyorum ki, PKK'ya, uzantısı HDP'ye destek veren her kim var ise…
Bu katliamın ortağısınız. Ellerinizde kan var!
Dahi şimdiye dek şehid edilenlerin kanları da ellerinizdedir.
Dışardaki destekçilere gelince…
Hepimiz PKK'ya kimin yardım ettiğini iyi biliyoruz.
Başını ABD ve Fransa çekse de Almanya'sı, Yunanistan'ı, İtalya'sı, İngiltere'si, İsveç'i!
Bunlar ve diğerleri.
Türkiye Cumhuriyeti, bundan gayrısı yok, tüm bu ülkelere, ellerindeki ispatlar ve deliller ile Lahey'de dava açmalı, teker teker hepsinin Büyükelçisini Dışişlerine çağırarak nota vermeli, yetmez ise bunları ülkelerine geri göndermelidir.
Ülkemizdeki askeri varlıklarına derhal bir son vermelidir.
Eğer ki bu desteklerinden vazgeçmezler ise varsın tüm diplomatik bağlantılar Maslahatgüzarlık düzeyine indirilsin.
Ne çıkar?!..
Diktatörlük mü diyecekler?
Zaten diyorlar.
Yalnız, artık saflar belli olmalı.
Ya Türk milletinin dostluğu ya da hasımlığı.
Şehid olan o on üç masum insanımıza Allahtan Rahmet diliyor, ailelerine başsağlığı diliyorum.
Milletçe başımız sağ olsun.
PKK ve tüm uzantılarına destek veren, yandaşlık yapan, hatta salt sempati besleyen kim var ise, Allah cezalarını versin.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam