Maalesef, memleketin siyasi arenası baktığımızda, ancak topluma da baktığımızda, durum üzücü, hem de çok üzücü.
Dünyanın genel haline baktığımızda da karşımıza aynı üzücü tablo ortaya çıkıyor.
Hem Pandemi'den ötürü hem de dünyadaki çeşitli savaşlardan ötürü, her yerde büyük bir enflasyon, pahalılık, buna bağlantılı olarak da bir depresyon var.
Asla Türkiye'ye haz, özel bir durum değil.
Ancak dış ülkelere baktığımda, Avrupa'ya baktığımda, hiçbir muhalefet partisi, bizimkiler gibi işi popülizme dökmüş değil.
Tam tersi, herkes tek vücut olarak işin içinden çıkma yollarını aramakta.
Hele de ikide bir "hemen seçim, derhal seçim" gibi absürt ve safi fırsatçılıktan ibaret sloganlar atmamakta.
Düşünebiliyor musunuz, tam tersi, bir de var olan hükümetleri desteklemekteler!
Hayret değil mi?
Aslında değil, çünkü muhalefet olmak, her şeye ve inadına karşı çıkmak, hatta her fırsatta halkı sokaklara dökmeye çalışma imkânı aramak, toplumu gerdikçe germek, olduğunca kutuplaştırmak değil!
Muhalefet, projeleri görmek, daha iyisi mümkün ise bunun yolunu/yollarını göstermektir!
Ancak maalesef bizim ülkemizde, hele de son yerel seçimlerde ve akabinde, siyaset tamamen popülizme döndü.
Seksen öncesi ve doksanlarda sergilenen "bol keseden vaadleri salla, yiyen yiyor, yemeyen de gargara yapar" moduna geçildi.
Üstelik, her şey, tek hedefle; "Aman Erdoğan gitsin de ne olursa olsun!"
Tek sorunları bu!
Bunun uğruna, kimler, kimlerle kol, kola girmedi ki…
Ancak, şu an içinde bulunduğumuz zaman zarfı, hiç de öyle salt popülizm ile bunun dışında ise hiçbir vizyona sahip olmamak ile proje üretmeden, salt bu ülkenin zaten çok çekmiş olduğu ve köhneleşmiş bir "parlamenter sistemi" yeniden parlatmaya çabalayarak, siyaset yapılacak, hatta hükümete ikide bir şantaj yapacak bir zaman değil.
Önümüzdeki uzun bir dönem de olmayacak maalesef.
İşte bu yüzden, hemen şimdi, bazı ekonomik tedbirlerin alınması gereken bir zaman, ki sonradan başımız daha çok ağrımasın.
Ancak, patates/soğan/poşet vs.nin hesabı ile, sürekli bir "oy moy yok" şantajı yapılmasının da hiç yeri değil.
Allah'a şükürler olsun ki, mevcut hükümetin yönetmenliği ile, doğru siyaseti ile Pandemi sürecini mümkün olduğunca en az hasar ile atlattık!
Fakat önümüzdeki uzun bir müddet, bir savaş ekonomisi müddeti olacaktır.
Yarın Rusya/Ukrayna krizi sona erse de bölgemiz, uygulanan yaptırımlardan orta ve uzun vadede etkilenecektir.
Özellikle de enerji piyasasının, iki gün sonra "iyilik sevenler klübüne" dönüşmeyeceği malum.
Çünkü Pandemi sürecindeki kayıplarını (?) daha ekarte edemediler!
Aynı mesele, şüphesiz gıda sektörü içinde geçerli!
İşte bu yüzden ben de pek çok akil insanların da düşündüğü gibi, 2023 seçimlerinin erteleme ihtimalinin, Türkiye için çok hayırlı olacağı kanaatindeyim.
Elbette ki demokrasilerde seçimler çok önemlidir.
Ancak pek çok Batılı ülkelerin, kerli ferli "düşünenleri" hatta siyasilerinin de dediği gibi:
"Her şey seçimlerden ibaret değildir!"
Tabiiki de onlar, bu lafı, istemedikleri insanların seçimleri kazanmalarından sonra sarfettiler.
Ancak bugün mevzubahis olan Türkiye Cumhuriyeti, Türk Milleti, Türk Devleti, Milli ekonomimiz, toplumsal refahımız, İstikbal ve istikrarımızdır!
Belki de hükümet, bazı popüler olmayan önlemler almak zorunda kalacaktır, alması gerekiyordur, ancak bir sene gibi az bir zaman zarfında yaklaşan seçimlerden ötürü alamıyordur.
Çünkü ve zaten alsa, buna balıklama atlayacak olan, absürt/saçma argümanlar ile üstüne gelecek olan bir muhalefet var!
Fakat, almazsa da yarınlar tehlikeye girebilir.
Buyrun işin içinden çıkın, çıkabilirseniz.
Yahu halen Avrupa'yı, Almanya'yı "El Dorado" yani altın şehir olarak gören, bunu da saçma sapan, akla ziyan hesaplar yaparak savunan bir kitle var!
Neymiş efendim, iki gün çalışan İPhone alabiliyor muş, neymiş, iki ay çalışan araba, bir yıl çalışan ev alabiliyor muş!
Pardon da bunlar hangi dünyada yaşıyor?
Bu insanlar bu zaman zarflarında nerede oturacak ne yiyecek ne içecek ne giyecek acaba?
Bunlara bir cevap yok.
Ancak size bir şey söyleyeyim, Almanya'da bir telefon almak için kimse para ödemez!
Gider iki senelik taahhütlü ve kazık bir kontrat yapar, verirler!
Telefonun fiyatının beş mislisini de ödersiniz, daha doğrusu ödeyemez, hacizlik olursunuz.
Almanya'daki borçlanma/haciz/takip olaylarının %80'i bu minvalde.
Sonuç olarak, ben ülkemizdeki muhalefetin/muhalif kesimin, yarından itibaren, oportünistliği, popülizmi bırakarak, millileşeceğine, maalesef inanmıyorum.
Daha geçen gün, kendini bilmez birkaç serserinin, salt sakallı/sarıklı ve cübbeli oldukları için, insanlara saydıkları hakaretler ortada.
2022 yılında, halen böylesi bir görüşe sahip olan insanların var olması da ayrı bir trajedi aslında, ama gerçekler de malum ve inkâr edilemez!
İş bu yüzden;
Memleketin Salah'ı için, Refahı için, hayrı için, istikrar ve hatta İstiklali için, 2023 seçimlerinin ertelenmesinde fayda vardır.
Hatta ve hatta, bir nevi ekonomik OHAL'in ilanında da fayda vardır, ki bu gıda teröristleri, fırsatçıları, stokçuları, spekülatörleri ve simsarları, meydan bulmasın.
Evet olağanüstü bir vaktin içindeyiz ve olağanüstü vakitler, olağanüstü tedbirler ve mücadele gerektirir.
Bu vesile ile ülkemizin, milletimizin, tüm Alem-i İslam'ın Ramazan'ı Şerif'lerini kutluyorum ve hayırlara vesile olmasını canı gönülden diliyorum.
İnşaALLAH, gelecek Türkiye'nin geleceği olacaktır!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam