Simurg, Zümrüdü Anka, Feniks, Phoenix.
Tüm bu isimler efsanevi bir kuşun, değişik kültürlerdeki isimleri.
Hatta dünyaca ünlü Harry Potter filmlerinin içinde de hem geçmiş hem de bir bölümüne isimi verilmişti.
Bu kuş, kimi rivayetlere göre, inanılmaz ağırlıkları kaldırabilir, ağlayabilir ve gözyaşlarının da yaraları iyileştirdiği aktarılmıştır.
Ancak bu kuşun en önemli özelliği, yaşlandığı zamanlarda kendi kendini yaktığı ve küllerinden yeniden doğabilmesidir.
Peki gelelim bunları neden yazdığıma...
Siyasette, en önemli şey, eğer ayakta ve hayatta kalmak istiyor iseniz, yaptıklarınızın etkilerini, halkın tepkilerini doğru analiz etmek, anlamak, ve hatalar ile yüzleşerek düzeltmektir.
Sağlam bir özeleştiridir.
Dünyanın hiçbir anketi, seçim gecesi gelen neticelerin yerini tutmaz.
Çünkü o neticeler gerçektir, fiktif, spekülatif ve komulatif veriler değildir.
Seçim neticeleri her daim bir mesajdır, seçmenin seçilenlere verdiği nihai mesaj.
Bu mesajı doğru anlayan, kendine buna göre çeki düzen verip siyasetini yeniden dizayn eden siyasi partilerin ömrü uzun olur.
Şimdi ortada, bir seçim neticesi var.
Kimine göre bu sonuçlar, AK Partisinin bitişinin başlangıcı.
Kimine göre, AK Partisi tamamen bitti, silindi ve ANAP ile aynı kaderi paylaşmaya mahkum.
Bunların hepsine verilecek bir cevap var, o da hayal dünyasından uyanmalarıdır.
Birincisi, AK Partisi bir hezimet yaşamıştır, bu ilk hezimeti de değildir.
İkincisi, Sayın Erdoğan kadar realist, soğukkanlı ve dirayetli bir lider, ANAP ta yoktu.
Üçüncüsü, sene 2024 ve Türkiye o zamandan bugüne kadar beş kez evrim geçirdi.
Sonuçların şifresi.
Büyük zafer kelimesi, AK Partisi karşıtları için çok iddialı olur.
Zira ortada matematiksel gerçekler var.
Birincisi oylarını %14'lerden %0, bilmem kaça düşürüp, varlığının sebebini kaybeden İYİ parti.
İkincisi %8'lerden %2'lere inen DEM Partisi oyları.
Üçüncüsü ve final sebep, sandığa gitmeyen %40 oranında seçmen, ki bu seçmenin kahir ekseriyeti AK Parti'nin seçmeni.
Bu bir başarısızlık mıdır AK Partisi tarafından?
Tabiiki de başarısızlıktır.
Kendi seçmenini mobilize edemeyen bir parti başarısıdır, nokta!
Bu başarısızlığın sebepleri vardır.
Absürt şekilde fırlayan kira bedelleri.
Anormal bir şekilde seyreden akaryakıt fiyatları.
Eriyen alım gücü.
Emeklilerin durumu, memurlara verilen fazla zamlar.
Halkın adalete erişim imkansızlığı.
Genç nesile hitap edememek.
Partinin halka karşı duyarlılığını yitirmesi.
Üstten bakma, kibirlenme.
Bu liste uzar, maalesef uzar.
En önemlisi ise Sayın Erdoğan'ın etrafında örülen etten duvar klikleri.
Yani her şeyi toz pembe gösteren, bu arada da kendi çıkarlarını gözeten klikler.
Şimdi gelelim Anka kuşu etkisine.
Eğer ki, Sayın Erdoğan, daha önceki seçimlerden "mesajı aldık" deyip aslında almadığı mesajları şimdi gerçek manası ile alır ise ve gerekli revizyonları yapar ise ki bu kabine ve MKYK, MYK, İl, İlçe yönetimleri dahil, komple revizyona gider ve yeni ekipleri, onun bunun tavsiyesi üzerine değil, liyakat esasına göre yaparsa.
Milletin ve kendi tabanının artık görmek istemediği kişiler ile yollarını ayırıp, bunların yerine, tabanının teveccüh gösterdiği kişilere görev verir ise,
Hülasa başta ekonomik sorunları ve daha da önemlisi, adalete milletin erişmesi yolunu açar ise, yani adaleti tesis eder ise...
Belediyelerin sorumluluğunda olan işleri belediyelere bırakıp, arkalarını bakanlıklar tarafından toplatmayı bırakır, gerçekten de herkesi işinin başında bırakır ise...
İşte o zaman, daha önceden de olduğu gibi (Bknz 7 Haziran seçimleri), gerçekten de ve bir kez daha Partisini küllerinden yeniden doğabilmesini sağlayabilir.
Bu arada, her şeyin odak noktası olmak ve tek karar veren mercii olmaktan da vazgeçmelidir.
Biliyoruz ki, çevresindeki bazı kişiler onu bu yönde kötü yönlendirip, adeta paranoyak bir hale getirmişlerdir.
Bunlar her kim olursa olsunlar, derhal yanından göndermeli bence.
Son olarak da, artık yavaş yavaş kendinden sonra gelecek kişiyi de net olarak işaret etmelidir ki, taban da tavan da bu duruma alışsın ve o her kimse, teveccüh görsün.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam