Bu kez bir başlık ile hem iç hem dış siyaseti anlatabileceğiz.
Çünkü bu aralar satışa gelenlerin listesi o kadar çok ki...
Ukrayna meselesi ile başlayalım.
Ukrayna milleti, Zelensky, ABD tarafından çok fena satışa geldi.
Adeta dımdızlak, ayazda ortada kaldı, ve bunun böyle olacağı, en başından belli olduğu gibi, bağıra bağıra “ben geliyorum” dedi.
Ukrayna savaşı başından düzmece ve belli maksatları olan bir savaştı.
Rusya, epeydir Donbas bölgesinde zaten savaşıyordu, sonunda bunun bir adı konuldu ve resmi bir savaşa dönüştü.
Rusya’nın kârı, zaten hak iddia ettiği Donbas bölgesi oldu, ABD ile birlikte karları ise Avrupa’nın ekonomik olarak çökmesi oldu, ve Çin’in agresif genişlemesinin de durdurulması oldu.
Savaş sebebi, Ukrayna’nın NATO’ya girme isteği idi.
Safi bahaneden başka bir şey değildi.
Avrupa’da savaştan mütevellit meydana gelen enerji krizi ve buna bağlı olarak patlak veren hayat pahallılığı ve enflasyon, başta Almanya olmak üzere, tüm Avrupa'yı sarstı, ve bu krizler kolay aşılacak cinsinden de değil.
Vladimir Putin, bu savaş ile birlikte, Almanya’dan SSCB’nin çöküşünün intikamını aldı alıyor.
Şu geldiğimiz safhada ise ABD hem Ukrayna’yı ve hem de Avrupa’yı sattı, ortada bıraktı.
Avrupa, ABD olmadan Ukrayna’ya destek vermesi mümkün değil, ne silah ve mühimmat stokları yeterli, ne de maddi güçleri buna yeterli.
Sonuçta Putin ve Trump Ukrayna’ya çöküyorlar ve buna engel olabilecek bir güç de ortalıkta yok.
Zelensky’nin tek ümidi artık AB değil, Türkiye ve Sayın Erdoğan.
Ankara’ya koşar adım geldiği de o sebeptendir.
Avrupa’dan bu konuda gelen açıklamalar ise, tam akla ziyan.
Adeta bir Don Kişot misali.
Suriye de Rus genişleme heveslerini kursağında bırakan Türkiye’dir.
Suriye de satışa gelenler ise terör örgütü ve uzantıları olmuştu zaten.
Gelelim Türkiye de satışa gelenlere...
Eğer siz siyasi kariyerinize maddiyata dayanan güç ile başlarsanız, bunu ilelebet sürdürmek durumunda kalırsınız.
İkinci ve daha önemlisi, şantaja açık hale gelirsiniz ve bu asla kapatamayacağınız bir açık olur.
İddialar son derece ciddi.
Son CHP kurultayında her türlü rüşvet, adeta havalarda uçuşmuş.
İPhone bilmem kaçtan milyonlarca dolar pararalar, torpille işe alınmalar, tonla imtiyazlar, daha neler neler.
Yarım akıllı bir insan bile, bunun eninde sonunda ayaklarına dolacağını kestirebilirdi.
Ve neticede dolandı, dolanmaya da devam edecek.
Çünkü başlarken doyurduklarını, doyurmaya bırakırsan, o zaman onlar da seni satar, by, bu kadar basit.
Satışa gelir, ortalıkta kalırsın ve kimse de sana acımaz.
Eğer ki, eline geçirdiğin fırsatı layıkı ile kullansaydın, laf yerine, algı yerine, gerçekten çalışıp kendi gösterseydin, bir yerlere gelmek için deve yükü ile para ödemek zorunda da kalmazdın.
Ama yapmadın.
Bir çivi çakmadın, ama Allah için, tarihin en büyük vurgununu yaptın.
Şimdi, onlarca soruşturmanın sonuçları, damoklesin kılıcı gibi kafana doğru iniyor fe panikledin.
Yine bin bir türlü hile, hurda ile kendini Cumhurbaşkanı adayı deklare ettirme peşindesin, de artık mensubu olduğun Partiye Bike gına geldi.
Çatlak bir di, bin oldu.
Bu ara, bir şey için seçilmiş olmakta, bir şey için aday olmakta, suçtan cezasız kurtulacağının anlamına da gelmiyor.
Öfke kontrolün olmadığı için, patavatsız sarfettiğin küfürler, hakaretler, tehditler, elbette ki bir karşılık bulacak, bedelini ödeyeceksin.
Satışa geldin.
Neyse ki bu ara moda gibi bir şey.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam