Ancak o yöntemler eskilerde kaldı ise hatta tarihe gömüldü ise bu duruma söylenecek tek söz ise:
Gladio interficiam non confringetur!
Kırılmış kılıçlar kesmez!
Herkesin bildiği gibi Gladio, NATO'nun, gayrimeşru kuruluşu olup, asıl amacı, bir Varşova paktı istilası halinde, halkı organize ederek, direnişi başlatmaktı.
Ancak Gladio, bu asıl amacından başka her şeye bulaştı ve hemen hemen, kurulduğu her ülkede, yasadışı faaliyetler içine girdi.
Bunu da en üst makamların koruma ve kollaması ile yaptı.
Özel askeri birlikler (bizde ÖHD, Özel Harp Dairesi), JİTEM, istihbarat örgütleri, medya, dini cemaatler (Moon tarikatı, bizde FETÖ), siyaset ve mafyatik birleşimlerin bir araya geldiği ve kaos çıkartmaktan başka işleri olmayan bir örgüt oluşturdular.
Özellikle de doksanlı yılların ortasında ve sonunda, bu strüktürler, Türkiye'ye, ama dünya ya da en karanlık dönemlerini yaşattılar.
ABD de patlak veren İran/Nikaragua Contra skandalı, Papa suikastı, Vatikan Bankası skandalı, ülkemizde ise, mafyanın her yerde olması, faili meçhul cinayetler, sözde Hizbullah terörü, PKK'nın azıtması.
Nitekim 1993'ün kanlı kışını unutmak mümkün değil.
Eşref Bitlis Paşa, Adnan Kahveci, Uğur Mumcu ve nihayetinde Turgut Özal suikastları, sanırım yakın tarih ile ilgilenenlerin taptaze hatırındadır.
Evet, bu örgüt, yani Gladyo bir soğuk savaş ürünü idi, ancak soğuk savaşı geçmeyi başardı ve hatta ikibinlerin ilk senelerine kadar ayakta durmayı başardı!
Unutmamak gerekir ki, Gladyo, 1980 öncesinde de de aktifti ve dahi 12 Eylül ihtilalinin de yol yapan unsuruydu.
Çünkü ABD, dolayısıyla NATO böyle istiyordu.
Netice de Ergenekon davası ile beraber Türkiye'deki Gladyo strüktürleri de bertaraf edildi.
Organize suç örgütü liderleri, teker, teker toplatıldı, devlet içindeki klikler de adaletin önüne çıkartıldı.
Bu başarıyı sağlayan, yani NATO'nun kılıcını kıran da Sayın Erdoğan önderliğinde, AK Partisi hükümetleri olmuştur.
Nihayetinde 15 Temmuz gecesinde, Gladyo'nun en tehlikeli aparatı olan FETÖ de hezimete uğratılmıştır.
FETÖ bir nevi Gladyo'nun tek örgütte vücut bulmuş halidir.
Kendi medya gücü olan, siyasete, devlete, askeriyeye, emniyete, istihbarata hulul eden, diğer taraftan da halkı din ile aldatan bir örgüt.
Bu kadar mükemmel bir örgütün olacağını, NATO'nun Gladyo'yu icat edenleri bile asla düşünmemiştir sanırım.
Ama oldu işte. Tabii ki de bizim başımıza patladı.
Gelelim günümüze.
Yani 15 Temmuz'dan altı sene sonrasına.
Yani Gladyo'nun dağıtılmasından sonraki altıncı seneye.
Ve neyi görüyoruz?
Birileri tekrar Gladyo rüyaları görmeyi başlamış ve FETÖcü hücreleri reaktive hale getirmek için düğmeye basılmış.
Joe Biden bir soğuk savaş kalıntısıdır. Dolayısıyla tek bildiği yönteme başvurması da şaşırtmamaktadır.
Terör kartı, yani PKK, YPG, bir yandan, siyaset, mafya, medya üçgeni bir diğer taraftan.
Peki bunu neden yapıyor?
Çünkü Sayın Erdoğan asla, onların, bizim için biçtiği, öngördüğü role razı olmuyor da ondan.
Çünkü gün geçtikçe bu ülke üzerindeki tasarrufları yok oluyor da ondan.
Hele de son birkaç günde olup bitenler ile adeta çıldırdıkları da alenen ortadadır.
Bir yandan Türkiye medyası ile İsrail zulmünü tüm dünyaya gösterdi.
Diğer yandan Sofi Nurettin Operasyonu ile, Biden ile yapılacak görüşmelerin masasına, bu top teröristin, hatta ABD'nin joker elemanın kellesini koydu!
Bir diğer yandan ise, peyce büyük baş FETÖcüler paketlendi, çözüldü ve şimdi ülkedeler.
Çıldıracaklar tabii.
Bu yeni tip Gladyo hortlamasından kim siyaset devşiriyor ise bir kriminal suçlunun, bir sene önce servis edilmeye çalışılan, ancak rağbet görmeyen zırvaları paylaşmasından her kim medet umuyor ise bu yeni model Gladyo fantezilerini gören de bunları hortlatmak isteyenler de aynı kişilerdir!
Arcem facere e cloaca!
Yani foseptikten saray inşa etmek istemektir bu.
Türkiye bu saldırılara alışık.
Çünkü gerçekçi bir siyaset üretemeyenler, elbette bel altı siyasete, ucuz popülizme, uyduruk senaryolara başvuracaktır.
Bu bağlamda şunu sormadan geçemeyeceğim:
Kemal Kılıçdaroğlu, altı ay sonra Türkiye de ne değişecek?
Ortada seçim olmadığına göre, size kim ne dedi?
Siz kime ne vaat ediyorsunuz?
Bunun ayrıntılı açıklamasını yapmaz iseniz, başta kendinizi, partinizi ve tüm ittifak ortaklarınızı, çok çirkin bir töhmet altında bırakmış olacaksınız.
Öyle ki, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı, Türk devletine karşı, milletine karşı bir komplonun içinde olduğunuz gibi bir töhmet?
Bu kabul edilebilir bir şey değildir.
Devletin alî menfaatlerine kimse karşı kumpas içinde olamaz.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam