Dünya kamuoyuna rağmen bir ‘Don Kişotluk’ yapıp, Kudüs’e ABD Büyükelçiliğini taşıma, dolayısı ile de Kudüs’ü, İsrail’in Başkenti olarak tanıdığını ilan etti. Etti etmesine de, Vatikan dahil hatta hem kendilerine ve hem de İsrail’e hep sadık olan Almanya’dan bile gelen ağır tepkiler karşısında sus pus oldu!
Peki niçin yaptı bunu?
Damadına baktığınız zaman işin şifresini çözmüş olursunuz aslında. Siyonist ve katı Yahudi bir ailenin çocuğu. ABD’nin, en etkili Yahudi lobisinin mensubu olan bir ailenin çocuğu. Olumsuzluklara rağmen, Trump’ı seçtirebilen o lobinin mensubu bir çocuk. İsrail’e gittiği vakit, otelde falan değil, bizzat Netanyahu’nun evinde konaklayan ve ‘Kutsal Kan’ taşıyan bir çocuk!
Elbette bu seçilebilmenin bir diyeti olacaktı. Ve illa ki o diyet ödenecekti!
Trump bu diyeti ödedi!
Trump, herkesin bildiği gibi, siyasi geçmişi olmayan birisi. Ne siyasetten anlar, ne de diplomasiden anlar. Nezaketten hele hiç anlamaz, çünkü zengin bir ailenin veliahtıdır. Şımarık ve dengesiz bir karaktere, daha doğrusu karaktersizliğe sahiptir. Beyaz Saray içinde Trump, züccaciye dükkanına dalmış bir fil misalidir. ABD içinde ise tüm zamanların en popülaritesi düşük Başkan olduğu, yönetimde ise yok hükmünde olduğu da aşikardır!
Açıkçası Trump’ın, Başkanlığının çok uzun soluklu olacağına ben şahsen ihtimal vermiyorum!
Gelelim bu Büyükelçiliği taşıma olayına!
Bu işler bir imza ile olsaydı, çoktan olurdu ve hatta daha da beter şeyler olurdu. Ancak lafla peynir gemisi yürümez. ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, geri vitese taktı bile! “Büyükelçiliğin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması, öyle bir iki yılda olacak bir iş değil” demecini verdi!
Ve de şunu iyi bilelim ki, hiçbir vakit de taşınmayacak zaten!
ABD, Batı dünyası ve dahi Vatikan’a rağmen böyle bir şeyi yapmaz. Ortadoğu’da halen ve daha çok uzun süre, ekmek gibi su gibi muhtaç olduğu, yeni Türkiye’ye rağmen, bunu asla yapmaz, ya pa maz! Bu geri vites de bunun apaçık göstergesi aslında!
Bu taşınma emri elbette ki bağlayıcıdır. Ancak sadece Trump, Başkan olduğu müddetçe bağlayıcıdır. Ondan dolayı emin olun, sevgili okurlarım, bu süreç uzadıkça uzayacak, nihayetinde Trump, her ne şekilde olursa olsun, Başkanlığı bittiğinde ise yeni gelen Başkan bu iradeyi geri alacaktır! Bundan nerdeyse adım gibi eminim.
Evet, Trump şüphesiz ki bir ilki başardı!
Sadece süper zengin bir şımarık iken, ABD’ye Başkan oldu ve daha bir yıl bile dolmadan, başta kendi ülkesinde olmak üzere, yerkürenin hemen her yerinin nefret ettiği biri olarak tarihe geçti. Niyeti de bu idi galiba. Nasıl olursa olsun ama iyi ama kötü, tarihe geçmek!
Trump diyetini ödedi! Bundan sonra daha ne kadar işlevli olur birileri için, bu sorunun cevabı meçhul işte. Bunu da yakın gelecekte hep birlikte göreceğiz!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam