Cuma günü, ülkemizde iki ana başlık vardı.
İlki Marmaris'teki orman yangını, ikincisi ise Mahmut Efendi olarak bilinen, İsmailağa cemaatinin manevi lideri, şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi'nin ahirete irtihal etmesi.
Her iki olay da üzücü, her iki olay da kendi alanında bir facia ve ciğer yakıcı.
"Alimin ölümü, alemin ölümüdür" diye bir söz vardır.
Her alimin vefatı, bir boşluk bırakır.
Evet Mahmut Efendi'nin sağlık durumu uzun yıllardır iyi değildi.
Evet, eminim ki, o sevdiğine kavuştuğu için, dünya sürgününden kurtulduğu için mutlu.
Ancak, sevenleri için, ailesi, öğrencileri ve ihvanı için, fevkalade üzücü bir hadisedir.
Ve maalesef yine birileri hiç şaşırtmadı.
Sosyal medyada, ağıza alınmayacak küfürler, hakaretler, alay etmeler, gırla.
İnsanlıktan zerre miskal nasibini almamış canlı türleri, safra keselerinde biriktirdikleri tüm cerrahı bıraktılar/bırakıyorlar.
Ve yine eminim ki, bu ona zehirlerini zerk edenleri görse, onlar için üzülür, ağlayarak dua eder ve aflarını diler, hidayetleri için yalvarırdı.
Bu vesile ile kendisine bir kez daha Allah'tan rahmet, ailesi, sevenleri ve tüm ihvanına metanetler diliyorum.
Marmaris'teki orman yangınları olayında da yine o zihniyeti taşıyanlar, şaşırtmadı.
Yakana/yakanlara tek kelime etmezken, İHA(!) yangın ihbarı verdiğinden sadece sekiz dakika sonra müdahale eden ve ana kadar, onlarca uçak/helikopter, binlerce insan, arazöz ve diğer ekipmanla, canhıraş müdahale eden tüm görevli ve gönülleri görmezden gelip, bariz yalan söyleyerek, bu olaydan siyaset devşirme peşindeler.
Özür dilerim ama bu artık hastalıklı bir ruh haline delalet etmekte.
"Bu daha başlangıç, sıcaklar yeni başlıyor" Nevşin Mengü!
"Nerde bu uçaklar" Şahan Gökbakar!
"Nerde bu helikopter" tepesinde uçan helikoptere rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu!
Daha bu veya bu şekilde saçmalıklar ile epeyce devam edebilirim, ancak enerjime yazık.
Her yangın bir felakettir.
Buna sevinç çığlıkları atmak için, hangi ruh halinde olmak gerekiyor?
Bari bilip, bilmeden konuşmasanız.
Orman yangınını havadan söndürülmez.
Ancak etrafı soğutulur.
Orman yangını, hele de taban örtüsü yanıyorsa, ancak yerden söndürülebilir.
Bir ikinci boşboğazlılık konusu, gece görüş yetenekli uçak/helikopterler.
Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki, "Para toplar, gider alırız."
İşte iş bilmemezlik böyle bir şey.
Bu tip helikopterleri yapan, ya da bu teçhizatı yapabilen, dünyada bir avuç şirket var ancak.
Siz sipariş verdiğinizde, size şu an itibariyle en etken 2030/2033 olarak tarih veriyorlar.
Türk Devleti bunların siparişlerini verdi, şu an için de kiralama yöntemine başvurdu ve bu helikopterler, yarın/öbür gün hizmete giriyor.
Evet, keşke bu kez şaşırtsaydınız.
Olmadı, yine olmadı.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam