Murat Yılmaz
Hepimizin malumudur ki, AB, özellikle de Almanya, sittin senedir PKK’nın ve tüm yavrularının hamiliğini yaptı, yapıyor ve de yapacak.
Hatta Prag’da
İNTERPOL bülteninden mütevellit gözaltına alınan, YPG’nin yogisi olan Salih Müslim guguk oyunları akabinde Berlin’de karşımıza çıkmıştı!
Onun orada hortlamasından evvel, özellikle Almanya’daki Camiilerimize saldırılar başlatan PKK, Salih Müslim’in de Berlin çıkarmasından sonra iyice azıttı ve saldırıların dozu da, boyutu da, miktarı da orantısız arttı!
Hatta ve hatta
“Alman devleti asla Terör şantajlarına kulak asmaz” kaidesi yerle yeksan oldu!
Şöyle ki; Salih Müslim
“Afrin’e mücadele etmezseniz, PKK terörü Almanya’ya taşıyacaktır” diye açıkça
tehdit etti!
Merkel ise, buna boyun eğdi!
Hoş işe yaramadı, zira her gün PKK saldırıları, bu kez Alman Parti ve kurumlarını da hedef alarak devam etti, edecek de!
Türkiye Suriye de varlığını sürdürüp, PKK ve tüm eklerine karşı, tavizsiz mücadelesini sürdürdüğü müddet, bunlar Avrupa’da ve ağırlıklı olarak da Almanya’da azarak terör estireceklerdir!
Bugüne kadar, göz yumarak palazlanmasına müsaade ettikleri PKK’nın çeteleri, zaten her türlü çirkin suçun içinde başları çekmekte;
Uyuşturucu kaçakçılığı ve ticareti, silah kaçakçılığı, insan ticareti, kumar ve fuhuş sektörleri, haraç kesme faaliyetleri, topyekün PKKlı çetelerin ellerinde!
Kendi tebasına bunları musallat ettiler. Peki neyin uğruna?
40 yıldır, besleyip büyüttükleri ve ülkemizin başına bela ettikleri PKK’ya desteklemek uğruna!
Karşılığında aldıkları, bugüne kadar, Türkiye ye, o veya bu şekilde istediklerini dikte edebilme idi. Bu da Alman devleti için büyük bir avantaj idi, şüphesiz!
Şimdi ise, Sayın Cumhurbaşkanımızın hep dediği olmaya başladı. Neydi bu?
“Beslediğiniz yılan, gün gelir sizi de sokar!”
Evet, bugün besleyip büyüttüğünüz terör örgütleri, sizi, sizin ülkenizde tehdit ediyor, kalmıyor, terör ile vuruyor.
Tabii şimdi size biz,
“bunları daha evvel size söyledik” desek de, sizin için değişecek bir şey olmayacak, çünkü siz, bırakın durdurmayı, kontrolü bile imkansız bir mekanizmayı tetiklediniz, artık ceremesini çekeceksiniz!
Aynı zamanda
Merkel, kendini halen
eski Merkel sanmakta. Yok hanımefendi yok, sen artık eski sen değilsin!
Seçim öncesi sürdürdüğün ve kendi ülkeni hiç dikkate almadan Türkiye ile yatıp, Sayın Erdoğan ile uyandığın rezil seçim kampanyası sonucu uğradığın ağır yenilgi karizmanı zaten çizdi!
Akabinde altı ay hükümet kuramaman hepten hiçliğe sürükledi seni Sayın Merkel. Güç bela kurduğun ve aslında hiç kimsenin istemediği yeniden büyük koalisyonun halk desteği yok, millete karşılığı yok. Bu rezilliklerinizden ötürü, koalisyon ortağınızın pek çok önemli ismi, siyasi mevta duruma geldi. Buna Schulz ve Gabriel de dahil!
Şimdi ise ilk günlerden beri, kurduğun hükümet, yurtiçinde ağır tartışmalara yol açmakta!
Sular durulmuyor bir türlü!
Tüm bu gerçekler ortalıkta iken, sen kalkıp Afrin operasyonunu eleştiriyor, kaygılarını belirtiyorsun!
İyi de, seni takan kim? Bu soruyu hiç kendine sordun mu? Hadi sormadın, hadi hala kendini
eski Merkel sanıyorsun. Peki kaygıların niçin?
Tek bir sivilin burnunun bile kanamadığından mı?
Tek bir yapının, yıkılmadığından mı? Sizin yaptığınız gibi?
Afrin halkının Türk Askerine gösterdiği sevgi selinden mi?
Yoksa sayın Merkel, senin kaygın, bu besleyip baktığınız terör çetesinin, artık tasfiye edilme safhasında olduğundan mı?
Sayın Merkel, bu teröristlere aktardığınız
milyar Euro'ları al ve kendi ülkende açlık ile boğuşan milletine harca!
Bilesin ki, senin eleştirilerin de, kaygıların da, hiç umurumuzda değil!
Bu ara sakın sanmayın ki, bunlar sadece Türk dernek, Camii veya dükkanlarına, müesseselerine saldıracak. İlk tadını size SPD bürolarına saldırarak verdiler ve bu daha başlangıç!
Benim merak ettiğim ise, siz bu saldırıları, milletinize nasıl izah edeceksiniz? Salih Müslime kol kanat gerdiniz, lakin, İnan’ın ki kendi ayaklarınıza sıktınız!
İstanbul’a aday
Önümüzdeki yerel seçimleri, herkes kabul etmeli ki, çok çetin geçecek. Referandum sonuçları hale’n gözümüzün önünde!
Kadir beyin bıraktığı kötü intiba da, maalesef halen insanların zihninde. Mevlüt bey ise, çok fazla pasif kaldı doğrusu.
Peki AK Parti İstanbul’a kimi aday göstermeli?
Hoş, CHP işi kolayladı biraz!
Türk siyasi tarihinin en büyük looserlerinden Abdüllatif Şener’i aday gösterecekleri nerdeyse kesinleşti. Artısı CHP Genel Başkanı olan Kılıçdaroğlu, 2019 da aday olmayacağının sinyallerini verdi!
“Kesin kazanacak birini aday göstereceğiz” sözleri bunun açıkça beyanı.
“Adayımız %100 kazanacak” gibi safsataları ile de ancak kendi kesimini uyutabilir Kemal bey!
Hatırlarsanız, bundan önce
“CHP’nin adayı” yazımızda bu konuya genişçe yer vermiştik!
Kılıçdaroğlu’nun asla aday olmayacağını, Sayın Cumhurbaşkanının karşısına aday olmaya ne cesareti ne de çapı olmadığına değinmiştik!
Ve haklı çıktık çok şükür. Zira ortada
ince bir hesap var!
Kendi partisinde karşılığı olmayan ve ancak dikta rejimi ile koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu,
Cumhurbaşkanlığı için aday olursa, vekilliğe aday olamayacak!
Kaybetmesi takdirinde, ki kesin bir olay, Parlamento dışı da kalarak,
- Vatandaş Kemal – olarak, CHP Genel Başkanlığında sizce ne kadar kabul görür?
Bu CHP açısından tabii bir acizlik beyannamesi ile eş değer. Kendi içlerinde, bu işi yürütebilecek tek bir ismin olmadığının itirafıdır bu!
Kılıçdaroğlu bizleri yine şaşırtmadı, aday seçememe kabiliyetini tekrar ortaya koydu. Ancak Kemal bey, Şener de, en az sizin içinizdeki isimler kadar itibarsızdır halkın nezdinde!
Yine de tabii İstanbul adaylığı çok vahim bir konudur ve asla tesadüfe, işgüzarlığa gelmemelidir!
İstanbul demek Türkiye demektir ve İstanbul her seçimde olduğu gibi, bu seçimlerde de ağır belirleyici eksen olacaktır!
Sayın Başbakanımız, bu görevden azlını istediği için, Binali Yıldırım ismi söz konusu olmayacak!
Peki İstanbul’u kim kucaklar, işte buna iyi bir değerlendirme gerekir!
Sayın Metin Külünk, elbette bu iş için en akla yakın gelen isimdir, ancak bu görevi kabul edebileceğine ben şahsen inanmıyorum!
Haydar Ali Yıldız bey de gerek kuvvetli hitabeti, gerek karizması, gerekse liyakatı ve en önemlisi, halk arasında ki karşılığı bakımından ideal bir adaydır!
AK Parti’nin de aslında en büyük sorunu budur. Hemen her ismi, her görevi layıkıyla ile yerine getirebilecek liyakat ve donanıma sahip oluyor olmasıdır!
Yani CHP Aday bulamazken, AK Parti’nin sorunu, ‘hangi ismi belirleyelim’ dir!
Ancak AK Parti’nin de elini tez tutup, bu soruya ivedi ile bir netlik kazandırmalıdır!
Aldığım duyumlara göre, AK Parti’nin yeni kadroları, gerek yerel, gerek TBMM, gerek ise Parti içindeki kadroların, daha ziyade genç be dinamik yeteneklerden oluşacağı yönünde!
Ve yeni Türkiye ye de yakışan bu olsa gerek. Zira bu ülkenin kaybedecek tek bir dakikası yok!
Elbette önemli bir konuyu asla kulak ardı etmemeliyiz bu esnada, o da elbette
FETÖ ile mücadele dir!
Biliyorum birçok insana sıkıcı gelse bile, FETÖ konusu bu devleti, daha yıllarca uğraştıracak!
Verdikleri tahribatın boyutları daha belli bile değil!
Ve elbette FETÖ bu seçimler esnasında, emin olun, tüm unsurları ile saldıracaktır!
Değerli okurlarım, özellikle gri propaganda ya azami dikkat gösterelim lütfen!
Özellikle de sosyal medyada her okuduğumuza balıklama atlamayalım, araştırmadan, soruşturmadan hiç itibar etmeyelim!
Bu ülke geliştikçe, şaha kalktıkça, birileri kuduruyor ve kudurmaya da devam edecekler!
Biz milletçe bir olalım, iri olalım, diri olalım, Allah’ın izniyle her zorluğun üstesinden gelebilecek kudrete sahibiz EvvelAllah!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam