17/25 Aralık yargı darbe girişimi, kabul etmek gerekir ise o vakitler halen aktif olan Amiral Gemileri, Zaman, Samanyolu ve diğer basın organları, elbette de CHP’nin inanılmaz uğraşları neticesi ile sadece bir yolsuzluk meselesi olarak algılandı.
7 Şubat krizini, pek çok vatandaş hemen hiç bilmedi! Bilemedi. Ancak FETÖ bunların da hepsinden çok daha fazlası!
Himmet adı altında İş adamlarını haraca bağlamak, şantaj ile para ve istediğine istediklerini yaptırmak, ablalar örgütü ile uluslararası kadın ticareti, fuhuş, terör örgütleri ile işbirliği, hatta komuta etmek, dershaneler bahanesi ile çocukları ailerinden koparmak, faili meçhul cinayetler, uluslararası kaçakçılık, kara para aklama, görevi kötüye kullanma, silahlı Terör örgütü kurmak, anayasal düzene kast, meşru seçilmiş hükümeti düşürmeye teşebbüs, yabancı devletler için casusluk yapmak, vatana ihanet!
Tüm bunlar TCK tarafından ağır, çok ağır cezalar ile tehdit edilen suçlar.
Evet, bu lanetsi örgüt, 1985’den bu tarafa tüm yurtta ve dahi yurtdışında sıkıca örgütlenmiş, CIA, MOSSAD ve BND tarafından eğitilmiş, örgütlenmiş, yönetilmiş bir Terör ve suç örgütüdür. 80’li yılların ortasından beri, sinsice, gerek şantaj ile gerek torpil ile gerek ise evlilik yolları ile devlete sızmış ve mütemadiyen, yukarda belirttiğim suçları, binlerce kez işlemiştir!
Himmet ödemeyi kabul etmeyenlere, gerek fuhuşu kullanarak, gerek polis ve yargıyı kullanarak, hayatlarını karartmıştır. Bunun en bariz örnekleri Galip Öztürk ve Aziz Yıldırım’dır. ‘Hakim olmadığımız yer bizim değildir!’ felsefesi ile küçücük işletmeden, Cumhurbaşkanlığına kadar, sinsice sızmışlardır. Güneydoğu da on yıllarca, kaçakçılardan pay alarak, göz yummuşlardır. PKK ile kol kola girip, onbinlerce şehidimizin kanlarını ellerine bulaştırmışlardır. Kozmik oda operasyonu ile Devletimizin en mahrem bilgilerini ellerine geçirmeye be pazarlamaya çalışmışlardır.
Ağlarına düşen ve kandırdıkları genç kızları hatta evli barklı kadınları dahi, başta kendi kodamanları olmak üzere, diledikleri erkeklere peşkeş çekmiş, sonra da şantaja maruz bırakmışlardır. Aynı örgüt, milyonlarca genç kızı, iradeleri dışında kişiler ile evlendirerek, bu şekilde de biryerlere sızmayı başarmışlardır. Yurtdışında, başta CIA olmak üzere, kurdukları güya okullardan, bulundukları ülkelerde casusluk faaliyetlerine girişmişlerdir. Hatta Rusya’da 15 CIA casusu, bunların maaşlı çalışanları oldukları ispat edildiği için, okulları kapatılmıştı.
Bugün hala davaları devam eden pek çok faili meçhul ve sansasyonel cinayetlerde, FETÖ parmağı ortaya çıkmakta. Toplumumuz, bu örgütü maalesef teferruatı ile tanımıyor, tanıtılmıyor, tüm iğrençliği, yüz kızartılıcığı ortaya çıkmıyor! Hayır, FETÖ sadece bir ihanet örgütü değil, aynı zamanda da, gayrı meşru ne kadar faaliyet varsa, bilerek, isteyerek işleyen bir suç örgütüdür de aynı zamanda!
Toplumumuz bunları iyice kavradığı zaman, daha değişik bir esefle yaklaşacaktır. Tahmin ediyorum ki, bu tanımlamadan sonra, FETÖ ile alakalı be gerçek ihbarlar, gittikçe artacaktır. ‘Bunların altı, ortası, çatısı’ gibi olduğundan az göstermek ile inanın mahalleler içinde bilinen ve şimdileri gizlenen yüzbinlerce azılı FETÖ, şimdilik, toplum tarafından ‘acınarak’ ihbar edilmemekte.
Ancak bu doğru değil!
Bu melun örgüte, hakikaten ve de bile isteye bulaşan her kim varsa, muhakkak adalet önünde hesap vermeli. Bırakın, suçluluk orantısına mahkemeler karar versin. Yukarda saydığım suçların her biri, zaten, kendi başına, adi ve yüz kızartıcı suçlardır. Etrafınızda bu suçlardan sadece birini işleyen bir şahsı bilseniz, polise vere savcılığa ihbar edersiniz, değil mi?
Vatandaşlık görevi kabul edersiniz!
İşte FETÖ’nün herhangi bir mensubu, mertebesi ne olursa olsun, bu suçları ya işlemiş, ya işlenmesine alet olmuş, ya da bildiği halde susmuş ve hatta tasvip etmiştir. Yani bir zamanlar, kasım kasım kasılarak ortada gezinip, size, evet size! Hoca efendi muhabbetleri yapan, hizmet muhabbetleri yapan, kurban isteyen o şahıslar da bu iğrenç ihanet şebekesinin bir parçası idi ve lütfen itimat edin ki, halen de öyleler. Eğer öyle olmasalar, halen aktif yardım ve yataklık etmeseler, bu gaybubet evleri, bu yurtdışında kaçırmalar nasıl organize oluyor sanıyorsunuz?
Evet, sevgili okurlarım, çoktan reaktif hale geldiler ve yeniden organize oldular! Rönesans dönemlerini yaşıyorlar. Ama artık çok daha gizliler, çok daha sinsiler, çok daha temkinliler, çok daha tehlikeli ve çok daha hainler. Devletimiz, tüm imkanları ile peşlerinde, enselerinde. Dünyayı dar ediyor onlara. Ancak, devletin sizlere ihtiyacı var, yardımlarınıza ihtiyacı var!
Bunları, hangi taşın arkasında olurlarsa olsunlar, bildirmenize ihtiyacı var! Devlet, her zaman, heryerde olamaz. Kaldı ki, beyin takımının peşinde. Ancak inanın, sizlerinde bilginize ihtiyacı var. Bu melun örgüt ile mücadelede her birimiz devlet olmalıyız. Güvenlik güçlerine yardımcı olmalıyız.
Siz yoksanız, bir kişi eksiz oluruz!
‘Aman canım, filanca o kadar mühim değil, işte sadece Zaman’a abone yapıyordu’. Acaba sadece abone mi yapıyordu, yoksa sizin mahrem bilgilerinizi mi rapor ediyordu. Hayır! Asla masum değiller!
Eli kanlı bir ihanet örgütüne mensuplar. Ve bunları bildirmemek büyük bir vebaldir. En azından 15 Temmuzun 251 Şehidini, neredeyse 2500 gazisini düşünün ve vicdan muhasebesi yapın, Allah aşkına. Peki nasıl olacak derseniz, internetten ihbar edin, telefon ile anonim ihbar edin, Savcılığa gidip ihbar edin, BİMER’e, CİMER’e yazın. Merak etmeyin, sizin isminiz zikredilmeyecektir!
Ve yine merak etmeyin, suçsuz olanlar, elbette adaletin şefkati ile karşılaşacaktır. Suçlular ise, aynı adaletin tüm şiddetini göreceklerdir!
Üstümüze düşeni yapalım, devletimize sahip çıkalım. Ancak bu şekilde, bu lanet örgütün beli, ilelebet kırılacaktır, bi İznillah’
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam