Darbe

Bugüne kadar, ismi darbe olarak konulan bir olay ABD’nin başına gelmemiş gibi gözükse de, Kennedy suikastinin aslında FBI başkanı Hoover tarafından yaptırıldığı bir gerçek. Bunun adı suikast olsa da, aslında maksadı darbe idi!

Yine başka bir gerçek şudur ki, özellikle Türkiye’de yaşanan darbeler başta olmak üzere, dünyanın neresinde olurda olsun, yaşanan darbelerin ardında, ABD olduğudur. Gerek Pentagon, gerek CIA, FBI’ı kullanarak, perde arkasında kalmak sureti ile, darbe yaşanan ülkelerdeki satın aldıkları insanları kullanarak gerçekleştirilmişlerdir bu darbeleri.

Şemalar hep aynı!

Darbeden evvel ülkede kaos çıkarttırılır, Terör azdırtılır, ekonomi dibe vurdurulur, halk tedirgin ve bezmiş bir duruma geldikten sonra da, “kurtarıcı”lar, hop diye bir darbe yapar ve hemen ertesi gün, tüm olaylar bıçak kesmiş gibi kesiliverir.

Bu planın tek geri teptiği darbe 15 Temmuz dur.

Şimdi ise bu darbe fısıltıları ABD’den gelmekte ve gün geçtikçe de sesleri yükselmekte. Trump, tahminime göre tüm zamanların en nefret edilen ABD başkanı. Karşısına aldığı güç veya güçler de öyle böyle değil: Pentagon, CIA, FBI, Hollywood

Hemen hiçbir bakanlıkta etkin değil. Dış politika zaten işi değil. İç siyasette ise, göreve geldiği günden beri sular durulmuyor, siyahiler, latinolar sürekli olaylar çıkartıyor. Los Angeles de son olarak çok büyük bir bölge cayır cayır yanmakta. Daha evvel ki felaketlerde, insanlara karşı alaycı tavrı çok ciddi tepkiler çekmişti. O kadar ki, “halkın arasından geliyorum” safsatası yerle bir olmuştu.

Amerika inanılmaz bir güç boşluğu içinde!

En sadık mütefekkirleri Almanlar bile Trump’dan nefret ediyor. Diğer AB ülkelerinde de durum pek farklı değil. Trump hakikaten bir yıl içinde ABD’nin imajını çok ciddi şekilde zedeledi. Fıkra konusu durumuna getirdi. Bu durum, aşırı milliyetçi olan ABD halkı için hiç de kabullenebilir değil.

Yahudi lobisini arkasına almış gözükse de, unutulmamalıdır ki, tam da bu lobi, %100 kar güdümlü. ABD ise, Yahudi lobisinin en önemli aracı, gereci, bundan her ne uğruna olursa olsun feragat edebilmeleri söz konusu değildir. Altın yumurtlayan tavuğu, sarışın bir horoz uğruna keseceklerini sanmak, en hafif tabiriyle naifliktir. Son olarak Rupert Mordoch’un Fox kanalında görselliğe kavuşan “ABD de darbe mi?” mevzusu, kanaatimce Trump için tehlike çanlarının artık var gücü ile avazı çıktığı kadar çaldığını göstermekte.

Ülkemiz için bu, Almanya’nın destabil durumu, AB içindeki istikrarsızlıklar, aslında çok büyük fırsat. Dünya bir yıl içinde hiç de tahmin edilemeyen bir sürekli türbülansa girdi ve Türkiye buna gayet dayanıklı olarak beklemekte. Eğer şimdi, tam da şimdi ve de tıpkı Kudüs meselesinde olduğu gibi, acil ve kesin refleksleri gösterirsek, şu anda yeniden yapılanan dünyada, lider bir konuma gelebilir ve epey de kazançlı çıkabiliriz!

Hakikatten önümüzdeki yıl, özellikle de ilk altı ay çok vahim! 

Trump’ın kriz yönetimde yeteneksiz olduğu ortada. Merkelin imajı da, etkisi de ağır hasar aldı. Macron da tecrübesiz ve fazla heyecanlı. Üstelik İngiltere’nin ardından Polonya da AB den çıkma sinyalleri veriyor. Yani kısacası, eski büyük güçlerin kımıldaması çok zor gözüküyor ve bu durum da öyle ha deyince geçecek gibi değil.

Tarihte ilk sefer, imkansız olur mu, olmaz mı? Her ülkede istediğini yapabileceğini sanan ABD, en iğrenç silahı ile bu kez kendine sıkacak mı?

Her ne olursa olsun. Şu an dünyada yaşananların en büyük müsebbibinin 15 Temmuz da destan yazan bir direnişin olduğu da açıkça ortadır!

Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 
OGÜNhaber