Başımız sağ olsun Türkiyem

Maalesef, bir gecede, karada yaşanabilecek ve yaşanan en büyük depremi, arka arkaya yaşadık. Artçı depremleri bile 6 büyüklüğünde ve halen devam ediyor, 3 ile 5 arasında artçı depremler.

7,7 ve 7,6 büyüklüğünde ve sadece 7 km derinlikte iki deprem, süreleri ise dakika/lar.

Bu kadar enerjiye dayanabilecek pek bir yapı yoktur zaten, hele de depremin merkez üslerinin yakınlarında.

Kaldı ki, birinci ağır depremin hasarlı bıraktığı binalar, ikinci ağır deprem ile yıkıldı.

Bu felaket, 1939 Erzincan depreminden sonra, ülkemizin yaşadığı en büyük felaket, tarihi bir olay.

On il, maalesef on ili vurdu, iç içe on il.

Türkiye'nin yüz ölçümü itibariyle neredeyse üçte biri.

Etkilenen nüfus sayısı 13 Milyon insan, çünkü bölge kalabalık.

İki ayrı ve fakat yakın fay hattı kırıldı.

Can kaybımız yüksek, rakam vermiyorum, çünkü daha belli bile değil.

Her bir vatandaşımıza Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Ben, ilk dakikalarından itibaren canlı şahidi oldum.
Devletin refleks göstermesinin de ne kadar süratle olduğunu da gördüm.

Yarım saat içinde Devlet'in iki numarası Sayın Fuat Oktay başta olmak üzere, bakanlar AFAD merkezinde ilk koordinasyonları yapıldı ve bölgeye yola çıkıldı.

İki/iki buçuk saat içinde Devlet sahaya inmişti.
Ekipler zaten ilk andan itibaren görev başında idi ve de canhıraş da çalışmaya devam ediliyor.

Bir de mevsim kara kış.
Hava muhalefeti şiddetli.

Devlet, tüm unsurları ile sahada.
Bakın, alan çok geniş, etki çok ağır.
Onbinlerce bina yıkıldı.

Sadece doğru kavranılsın diye bölgenin maruz kaldığı gücü ifade etmeye çalışacağım.

Malumaliniz üzere, ABD ikinci cihan harbinde Hiroşima ya bir Atom bombası atmıştı.

Bu barbarlığın sonucu olarak meydana gelen güç 50 GW (giga watt) olmuştu.
Depremin şiddeti ise MW/h (Mega Watt/saatte) olarak ölçülür.
Bu değerler bazında, 7 büyüklüğündeki bir deprem 120 Hiroşima bombasının gücünde oluyor.

Burada yaşananlar ise 8 yakın olduğuna göre, deprem bölgesinde meydana gelen güç boşalması, 250 Hiroşima bombasının büyüklüğünde oldu maalesef.

Kimse kusura bakmasın da, bu güce hiç bir beşeri yapıt dayanamaz ve de dayanamadı zaten.

Bizim süper güç ve akıllara sahip, sözüm ona uzmanlar da, halen kalkmış, yok mobilyaları sabitleyin, yok masaların yüksekliği gibi absürt şeyler konuşuyorlar.

Arkadaşım, o mobilyaları sabitledidiğin duvar üstüne yıkılacak, neyin kafasıdır bu, ki senelerdir aynı safsataları millete anlatıyorsunuz, sanki hepsi birer dogma imiş gibi?

Neymiş, çok, kapan, tutun muş.
Olur, sanki o tutunduğun nesne sallamıyor?
Neymiş deprem çantası imiş.
Buyurun, gecenin bir vakti, herkes uykuda iken geldi, ne oldu o çantalar?
Milleti bir sürekli panik halinde bırakmak marifet mi?
Bir dakikada her şey yerle bir oldu işte, şansı olan, kaçabilen kurtuldu.

Zaten bir deprem esnasında tam 15 saniye vaktiniz vardır kaçmaya, sonrası hikaye. Bu vakti de çanta aramakla, gaz vanasını kapatmakla geçirirseniz, kaldınız enkaz altında

Tek şansınız var kaçmak.
Bu, bu kadar net.

Gelelim o çok sevdiğim, deprem üfürükçülerine.
"Ben demiştim burada deprem olacak diye"
Peki, gününü saatini verdin mi?
Hayır.

Türkiye'nin herhangi bir bölgesinde deprem olacağını söylemek için, Profesör olmaya gerek yok, zaten belli bir şey, çünkü bir deprem coğrafyasında yaşıyoruz.

Ancak senelerdir, "Büyük İstanbul depremi" diye milleti paranoyak yapanlar, bu konuya hiç gitmiyorlar bile.

Çünkü fos çıktı.

Gönüllülük
AFAD, kendi bünyesinde bir gönüllüler teşkilatı kurarak çok iyi bir adım attı, ve milletimiz buna çok geniş bir teveccüh gösterdi.

Zira, bölgeye gitmek isteyen AFAD gönüllüleri, adeta sel oldu İstanbul da.
Çok güzel ama yeterli değil.
Daha önce de yazdım, yine yazıyorum.
Devlet bu tekelcilikten, aşırı bürokratik ve askeri mantıktan feragat etmesi, başka birimlere de gönüllü yolunu, STK yolunu açmak zorunda.

Tıpkı Avrupa'da olduğu gibi.
İtfaiye, mesela.

Uygun yerlerde, muhakkak gönüllü İtfaiye birlikleri kurulması ve faydalanılması lazım.
Tanı temel İtfaiyeci eğitimini, gerekirse uzmanlık alanı eğitimini verip, mesela hafta sonları nöbetleri profesyoneller ile harmanlayıp, gerektiğinde, araçlar ile birlikte faydalanması.

Evet, Arama/Kurtarma dernekleri çok, ancak maalesef tıbbi konuda mumla ararsınız.
Halbuki Kızılay'a benzer bazı STKlar, dernekler kurulabilir.

Burada gönüllü olan insanlara, kademe ile, ilk yardım, yaşam desteği, ileri yaşam desteği, afet eğitimi verilip, uygun ve standart haline getirilmiş nakil ve acil ambulanslar, afet müdahale araçları verilip, gerektiğinde faydalanabilir.

Böylelikle mesela, bu boyutta bir felakette, etki görmemiş illerin de halihazırda mevcut olan acil tıp araç ve unsurlarına fazla yüklenmeye gerek kalmaz.

UMKE'nin sivil versiyonunu düşünün, ya da UMKE de, tıpkı AFAD gibi, sivil gönüllülere açılsın.

Gelelim mide bulandırıcı işlere.
Bu kez olmaz dedim, maalesef çok naif düşünmüşüm.

İlk andan beri, gerek ünlü, gerek trol, gerekse adı siyasetçi olan, bir rakım insan, olup bitenlerden siyaset devşirme yarışına, nemalanmak yarışına girdi.

Hatta işim vereyim, Yılmaz Özdil, devletin ilk andan beri verdiği refleksi hiç görmemiş olacak ki, 99 depreminde, üç gün bölgeye giremeyen bir devletten daha geri görmüş aktüel yaşananları.

İnsanda biraz insaf olur, utanma olur diyeceğim de...
Peki, arama/kurtarma ekiplerine sahte ihbarda bulunmak, aşağılığın ve şerefsizliğin hangi seviyesidir?
İnsanlığa sığar mı?
Depremzedeleri ekip mensubu imiş gibi arayıp, dalga geçmek, nasıl bir insanlık dışıdır?

Nasuh Maluki, herkesin naklen gördüğü askerleri, nedense görmemiş.
Ayıptır, günahtır, hatta ihanettir.
Kurumumuz ve saygıdeğer büyüklerimiz, üstlerine düşeni, hiç tereddüt etmeden yapmışlardır.

Bu da bu geniş ailenin bir ferdi olmaktan her zaman gurur duyduğum beni, bir kez daha haklı bir gururu yaşamaya sevk etmiştir.

Hepsinden Allah razı olsun.
Bu vesile ile vefat eden insanlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, yakınlarına sabırlar, depremzede insanımıza da, metanetler diliyor, Allah yar ve yardımcıları olsun demek işiyorum.

Yüreğimiz kan ağlıyor.

Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
OGÜNhaber