Şu sözde Ermeni soykırımı konusuna son yazımızda değinmiştik.
Burada, devletime ve 18 yıllık AK Partisi iktidarına, bir sitem edeceğim maalesef.
Bu tartışmalara, her sene, her sene neden müsaade ediliyor acaba?
Şu Batı dünyasının kutsal ineği olan AHİM ve hatta AHİM büyük dairesi, Perinçek/İsviçre davasında, bu konuya bir nokta koymamış mıydı?
Koymuştu!
Hem de nihai bir biçimde ve tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde koymuştu.
Peki, benim şanlı devletim, şimdiye dek, neden tüm Büyükelçilerine:
"Bulunduğunuz ülkelerin yetkili makamlarına bu kararı bildirin, bu tartışmalara bir son verin" diye emir vermez.
Bırak bunu, bizim içimizdekilere neden bu kararı baz alarak, ağızlarının payını vermez?
AHİM büyük dairesi, bu kararı 15 Ekim 2015'de vermiş!
Böyle bir soykırımın sağlam hiçbir dayanağı yok demiş!
Pardon da daha ne desin?
Ve hele de içimizdeki Ermeni seviciler, sürekli AHİM diye bağıranların, bu karar neden yüzlerine vurulmaz?
Hülasa, AHİM diye sürekli bize ahkam kesme küstahlığında bulunan AB ülkelerine, neden had bildirilmez ki?
Neden Türkiye'de, "Ermeni soykırımı" demek, kanunen yasaklanmaz?
Gerçekten de aklım almıyor, zihnim isyan ediyor.
Ermeni lobisi benim ülkemde bu kadar mı etkili?
Ben buna inanmak istemiyorum, ama Devletimden de hükümetten de ivedi bir hamle bekliyorum Vesselam.
Gelelim ikinci, önemli konuya.
Gezinin baş faili, Kızıl Soros, Osman Kavala hakkında, ağırlaştırılmış müebbet hapis kararı verildi.
Evet, olması gereken de buydu.
Diğer sanıklar hakkında da 18 yıl hapis kararı verildi, ki bu da olması gerekendi.
Aman Allahım, ne kadar muhalif isim/fondaş kalemşör/kiralık vekil vs var ise ayaklandı, tabiri caizse zıvanadan çıktı ve ne terbiye sınırları kaldı ne de hadlerini bilmek!
Pervasızca, Sayın Cumhurbaşkanına saldırdılar/saldırıyorlar, tehditler savurup, hakaretler yağdırıyorlar.
Tabii onun şahsında, onu seçen milyonlarca insana da.
Üstelik, bu kişiler, aynı zamanda Gezi olaylarını da savunuyor, Meral Akşener hatta "milli şuurun uyanışı" diyor?!
Afedersiniz, neyin şuuru acaba?
Türk Milletine/Devletine, toplam 157 Milyar Dolar zarar vermiş bir olayın neresi milli şuur?
Borsa dolar bazında %40 kaybetmiş.
BİST'de işlem gören şirketler, Gezinin başlaması ve akabindeki üç ay içerisinde, 644 Milyar ₺ den 480 Milyar ₺'ye düşmüş.
Sayısız kamu varlığına zarar verilmiş, insanların şahsi mal/mülkleri yağmalanmış/yakılmış.
Bir gecede Türkiye'den sekiz Milyar dolar sermaye çekilmiş.
Hepsi bir yana, insanlar yaralanmış, ölmüş!
Bu mu imiş milli şuur?
Eğer öyle düşünüyorsanız, o zaman, Meral Hanım sizin milliyetiniz ile bizim milliyetimiz bir değil!
Siz hangi milletin maşasısınız belli de Türk milletinin menfaatleri için zerre miskal çaba göstermediğiniz kesin.
Şuur deyince.
Ellerine günlük 50/109 ₺ sıkıştırılan serseriler mi şuurlu?
Kız peşinde koşup da geceleri o çadırlarda, hatta eski AKM binası içinde, dönen fuhuş tezgâhı için gelip gidenler mi şuurlu?
Peşinen söyleyeyim ki, bunların hepsinin ispatı, canlı şahidleri var.
Yoksa, kafayı çekmek için, alem yapmak için gidenler mi şuurlu?
PKK, DHKP-C ve benzeri marjinal gruplar ve terörist gurupların militanları mı şuurlu?
Şuur ise neyin şuuru bu?
Bırakın Allah aşkına.
Nihayetinde, bugün vuku bulan bir olaya gelelim!
İBB'de yönetici olarak işe alınmış bir kadının PKK kamplarında silahlı eğitim aldığı ortaya çıkmış ve kadın İBB'de gözaltına alınmış!
Evet, İBB ve PKK aynı cümle içinde yer alıyor.
Ne kadar ürkütücü değil mi?
Eli kanlı bir terörist, Türkiye'nin en büyük şehrinin Büyükşehir Belediyesinde yönetici.
Ne demişti İmamoğlu?
Liyakat çok güzel bir şey.
Allah aşkına, bir PKK'lı teröristin ne tür bir liyakatı olabilir ki?
Yoksa o liyakatı, bugün iftar yemeğine katıldığın DİYADER denilen PKK uzantısından mı alıyor bunlar!
Bu Başkanlığın "b" sini bilmeyen, beceremeyen, ancak İstanbul'u HDP/PKK'ya, göz göre göre peşkeş çeken Ekrem İmamoğlu'nun görevden alınıp, derhal yargılanması için, daha ne yapması gerekiyor acaba?
Ve işin garip tarafı, bunu halen destekleyenler var.
Gerçekten de aklım almıyor!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam