Bunun en basit örneği ise, tamamen çağdışı olan adres kayıt sistemine de dayalı olan, tebligat ve mahkemelerin verdikleri, yakalama, zorla getirme kararlarıdır!
Vatandaşlarımızın çoğu daha E-Devleti kullanmıyor, ya da kullanamıyor. Aslında çok güzel bir sistem, lakin daha yaygınlığı çok az!
Bir mahkeme de isminiz geçiyor, ve sizin bundan asla haberiniz yok!
Bir çevirmeye denk geliyorsunuz, veyahut bir otele giriş yapıyorsunuz, ya da bir devlet dairesinde işiniz oluyor.
Ve bir anda bir ekip gelip, sizin "Yakalamanız var" diye sizi alıp götürüyorlar!
Sanki adi bir suçluymuşsunuz gibi!
Hele bir de gecenin bir vakti ise, ya da hafta sonu ise... geceyi "nezarethanede" geçirmeniz işten bile değil!
Peki niçin?
Çünkü Mahkeme bir tebligat çıkarmış, postacı da, zahmet oluyor diye, size hiç uğramadan Muhtara bırakmış. Şimdi Muhtar sizi tanıyorsa, iyi, arar, haber verir.
Ya tanımıyorsa?
O evrak orada çürür, ve sizin asla haberiniz olmaz. Ta ki yukarıdaki durumların birisi vuku bulana kadar!
Ve göreceğiniz muamele, tamamen görevli insanların inisiyatifine kalmış!
Pardon da, bu şekilde bir adalet sistemi olamaz.
Gereksiz bir mağduriyet, devlete ise gereksiz küflet!
Tebligat için, koskoca Adalet Bakanlığı bünyesinde görevlendirilecek hiç mi eleman yok?
Tebligatı elden imza karşılığı alabilecek?
Bu tip, 1950lerden kalma köhneleşmiş ve çağdışı prosedürler, yeni Türkiye ye hiç yakışmıyor, ve telafisi de gayet mümkün!
Zira, zaten fazla iş altında zor nefes alan Polis teşkilatına da gereksiz bir meşgale, çünkü personel açığı had safhada!
Onca mühim meseleleri takip eden Güvenlik güçlerinin, böylesi "antin, kuntin" işler ile personel bağlaması, hakikatten abes ile iştigal!
Umarım ki siyasilerimiz artık bu durumlara köklü bir reform ile el atar!
Dua ile Vesselam