İlk önce, 6/7 Şubat depremlerinde vefat eden tüm vatandaşlarımıza Allahtan Rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, tedavisi devam edenlere ise acil şifalar diliyorum.
Allah bir daha ülkemize, milletimize böyle bir acı, böyle bir Felaket yaşatmasın, Amin.
Bir sene evvel bu gece, sadece deprem bölgesi değil, tüm ülke sallandı.
O gece ve o saatte ayaktaydım ve olup bitenleri birebir takip ettim.
Çok iyi hatırlıyorum, İstanbul'da bile Felaket bir geceydi.
Dışarıda fırtınalar kopuyordu, ülke genelinde de durum buydu.
Kar, kış, kıyamet, ülkeyi tamamen zapt etmişti.
Tüm bu olumsuzlukların üstüne de, canlı yayında deprem haberi/haberleri, durmadan dönen VTRler.
Evet çok büyük bir felaket olmuştu, ama tam olarak net bir şey söylenemiyordu.
Ta ki, yayınlar kesilip, canlı bağlantılar kurulup, kameralar AFAD merkezine çevrilene kadar.
Bunlar yarım saat, 45 dakika içinde olup bitmişti ve devlet tam kadro, tüm ilgili bakanları ile ayaktaydı ve yapılan açıklamaların ardından da bölgeye hareket edildi.
Bölge demişken, 11 il!
Kar fırtınaları kopuyor ve bir çok yol kapanmış, yolda kalan, gidemeyen bakanlar vardı.
Sonuçta olanlar oldu, yıkılanlar yıkıldı.
Ben devletin üç gün hiçbir şey yapmadığı yalanını, algısını, son derece iğrenç buluyorum.
Sadece o mu?
Bakın bütün bir ülkenin içi yangın yeri iken, kimler neler ile uğraşmayın ki?
Marmaris'ten, Muğla'dan, Ülkenin bilumum yerinden, mesajlar atıp, yalan yardım çağrıları yaparak, arama kurtarma ekiplerini oyalayan mı dersin...
Baraj patladı yalanları mı dersin?
35 çocuk soğuktan donarak öldü yalanını atanlar mı dersin.
Alelacele kurulan "çağrı merkezlerinde" oturup, bölge ile hiç alakası olmadığı halde, para toplayan, bunun için de devleti töhmet altında bırakanlar mı dersin...
Sosyal medyada, ağıza alınmaz küfürleri söyleyenler mi dersin...
Arama kurtarma ekipleri enkazdan can kurtardığında sevinçten Tekbir getirenlerden rahatsız olanlar bile, nurdan bile laiklik tartışması çıkartanları bile gördük biz.
Tabii başkalarını da gördük.
100₺'lik battaniyeyi 300₺'ye satanları gördük.
Ekmeği on katına satanları gördük.
Çorbayı on katına, çayı on katına satanları gördük.
Ne iğrençlikler yaşadık.
Kiraların fahişe yürüdüğü zamanlardı.
Lafı eveleyip gevelemeden dümdüz söyleyeyim; İnsanlığın öldüğünü gördük!
Tabii tam tersini de gördük.
Kepçeyi yetiştirmek için, canını hiçe sayarak otobanda uçan kamyon şoförünü gördük.
"Gelelim mi" diye değil, "Nereye inelim gardaş" diyen Can Azerbaycan'ı da gördük.
Cebindeki parayı, tereddüt etmeden, bu ay ne yaparız demeden bağışlayan insanımızı da gördük.
Sağlıkları pahasına, günlerce, minimum uyku, maksimum gayret ile çabalayan Arama kurtarma ekiplerini de gördük.
Burada asla saymak ile bitiremeyeceğim güzellikleri ve güzel insanları gördük.
Çukurun dibi olan, sureti insan, aslı şeytanları da gördük,
Tertemiz niyetli, sureti insan, aslı melekleri de gördük.
Allah milletimizi, Devletimizi, Vatanımızı, her türlü felaketlerden muhafaza etsin.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam