Papa 1. Urban'ın, "Tanrı böyle istiyor" sözü ile başlayan Haçlı seferleri, 1095 senesinde, ilk zirvesine ulaşmış ve Haçlıların Kudüs katliamı ile İslam Dünyası ile arasına, bugüne dek süren bir kan davası açmıştı.
Papa 1. Urban'ın, "Tanrı böyle istiyor" sözü ile başlayan Haçlı seferleri, 1095 senesinde, ilk zirvesine ulaşmış ve Haçlıların Kudüs katliamı ile İslam Dünyası ile arasına, bugüne dek süren bir kan davası açmıştı.
Son birkaç günde CHP'den gelen açıklamaları izliyoruz, görüyoruz, ama dehşet ve ibretle izliyoruz. Çünkü belli ki birileri akli melekelerini kaybetmiş, realite ile bağlarını koparmış, kendilerinin inşa ettikleri bir alemi hayalde hapsolmuşlar.
Yunanistan'ın son tahrikinden sonra, bu soru yine hararet ile tartışılmakta.
Bir haftadır sosyal medyada ve nihayetinde AK Partisi'nin İstanbul Kongresi'nde bizzat Sayın Erdoğan tarafından zikredilen bu 1994 ruhu nedir, ne değildir.
Bir haftadır, öfkeden burnumdan soluyorum. Evet malum on üç vatan evladının şehadeti ve sonradan gelen gelişmeler, bir insan olarak, bu ülkenin bir ferdi olarak, az buçuk da bu işleri bilen birisi olarak, sinirim dakika dakika artıyor.
Bazen bir tuzağa bile bile girmek zorunda kalırsınız. Türk'ün makus talihi budur. Tarih boyunca hep böyle olmuştur.
Başka atacak başlık bulamadım. Çünkü on üç sivil ve savunmasız insanı, başlarından vurarak infaz etmenin başka bir tarifi yok!
Aslında değişen bir şey yok. Dün ne oldu ise bugün de aynısını yaşıyoruz. Sadece şartlar, teknoloji, aktörler değişik.
Mevcut Anayasadaki asıl sorun, tam olarak da bu. Vosvos olarak tabir edilen tosbağa tipi arabaya, bir Porsche motoru yüklerseniz, belli sorunlar ile karşı karşıya kalırsınız.
Artık herkesin bir kendine gelmesi, aklını başına toplaması ve gerçek mühim olan şeye odaklanması gerekiyor.