Ve Başkomutan yine davet etti!
İcabet ettik, emir telakki ettik!
Milyonlar aktı 15 Temmuz Şehitler köprüsüne. Kundaktaki bebek de, asırlık Çınar'lar da..
Ve sanki Demokrasi nöbetleri hiç bitmemişti!
İnsanların yüzünde aynı heyecan, aynı öfke, aynı azim vardı!
Canla başla geldiler, sıcağa rağmen aktı insan seli!
Etrafımızdaki insanlar, bir bir anlatıyorlardı kendi 15 Temmuz'larını, gözler nemli, boğazlar halen düğümlü... farklı da olsa, hepsi aynı idi hikayelerin... hepsinin ortak tek noktası vardı: İhanet!
Hayır, öfke hiç dinmemiş. Hüzün ve gurur birleşmişti Gönüller'de, dedim ya, 15 Temmuz sanki bugünmüş gibi!
Mehtere eşlik ederken inledi yer ve gök. Şevk ile tutuldu tempo! Herkes tek yürek!
İstiklal Marşı ile tekerrür etti, sanırım Boğaz sallandı!
Şehidlerimizin isimleri okununca, hep bir ağızdan BURDA diye haykırırken sıkılan yumruklar, akan göz yaşları şunu haykırıyordu adeta: İntikam!
Ve sonra haykırdı zaten tüm meydan: İdam, İdam!
Hayır! Unutmamış 15 Temmuz kahramanları! Unutmayacak da belli ki.
Nasıl unutsunlar? Ciğerleri daha soğumadı ki!
Her gün başka bir rezalet, her gün başka bir mahkeme şovu, sanki yüzlerine vurulan tokatlar gibi.
Ve Protokol!
Hadi Devlet erkanını anladık, şehid yakınlarına, kahraman gazilere eyvallah da...
15 Temmuz ve günler sonrası bile tek tweet bile atmayan "ünlüler" ne arıyordu ki orada?
Şahsi reklam platformu olarak kullansınlar diye mi şehid oldu yüzlerce insan?
Hakikaten yerli ve milli olanları, hatta o gece köprüye çıkıp, akabinde linç edilen adam gibi adamları tenzih ediyorum elbette, lakin o diğerleri?
Bu olmamalıydı! Bu gününün ruhu bu kadar ucuza verilmemeliydi!
Günün dersi şu olsa gerek: TBMM acilen halkı dinlemeli ve idamı çıkarmalıdır!
Bu iğrenç ihanetin hesabı artık tez elden sorulmalı ve darağaçları kurulmalıdır!
Aksi takdirde gelecek seçimlerde bu ihanete 20 saat içinde DUR diyenler, bu gidişata da DUR diyecektir!
Dua ile Vesselam