Her ne kadar, CHP ağızı bir başarısızlıktan söz etse de işin asıl yüzü pek de öyle değil.
ABD ve Avrupa basını çalkalanıyor.
Trump’ın kendi Partisinin Başkan adayı Mike Romney, “Bu anlaşma ABD tarihine bir kan lekesi olarak girmiştir”, diye demeç verirken, Demokrat Partisi zaten kudurmuş durumda.
Alman ana akım medyası ise 13 maddelik anlaşmanın, Trump’a atılan koca bir kazık olarak adlandırdı.
“Erdoğan zorbalıkla istediği her şeyi elde etti, yabancı bir ülke de bir güvenli bölge hedefi idi, bunu başardı”, diyerek RTL televizyonu yayın yaptı.
“Ve hemen de YPG bunu tüm bölge için kabul etmiyor.” Diye de ekleme yapmayı ihmal etmeden.
Paşa gönülleri bilir!
Bu saatten sonra, YPG’nin neyi kabul edip, etmeyeceği, çok da önemli değil.
Arkalarında kimse olmaz.
Bu anlaşmaya uymazlar ise olacakları gördüler ve bundan sonra olacaklardan ise kendileri sorumlu olur.
Bizim açımızdan baktığımızda ise mümkün olan en asgari zahmet ile en azami sonucu elde ettik.
Bir hafta içinde, tüm dünyayı hallaç pamuğuna çevirdik.
Kararlılığımızı, başta ABD olmak üzere, tüm dünya gördü.
Ve asla engel olamayacaklarını da.
Hem gördüler hem de itiraf ettiler.
Çünkü yeni Türkiye, öyle iki tehdit ile biraz sert dille korkup pusacak bir Türkiye değil artık.
Yeni Türkiye, kendine “hür dünyanın lideri” ünvanını beğendiren ABD’yi, ayağına getirtip, istediklerini dikte eden bir Türkiye.
Bu gerçeği de herkes kabul etmek zorunda ki, bu Türkiyenin mimarı da Sayın Erdoğan!
Evet, çok iyi biliyoruz ki, bu operasyondan Sayın Erdoğan’ın ağır hasar almasını bekleyenler var.
Türkiye’nin olumsuz sonuçlar ile karşı karşıya gelmesini bekleyenler var.
Hatta, “yaptırımlar göstermelik” diye üzülen hastalıklı beyinler var.
Ordumuza “dağdan, bayırdan toplama” diyen Can Ataklı gibi hazımsız fuzuli insanlar var.
Hepsi de şimdi öfkeden deliye dönmüştür. Her bahse girerim.
Ama işte, her zaman dediğimiz gibi, sahada güçlü olmazsan, masada da zayıf kalırsın.
Ancak sahalarda kükreyip demir yumruğunu vurursan, masaya da o yumruğu çakarak oturursun.
Bu anlaşma gerçekleşir ise Türkiye bir dönüm noktasına gelmiş olacaktır.
Teröre karşı mücadelede, elimiz hiç olmadığı kadar güçlenecek ve Allah’ın izniyle ülkemizden bu habis uru söküp atabileceğiz.
Mülteci sorununu çözme safhasına geleceğiz.
Bu sadece ülkemizde değil, tüm dünyada bir rahatlığa vesile olacaktır.
Hem siyaseten hem de ekonomik bir rahatlık gelecektir.
Tabii YPG uyar ise. Ha uymaz ise kaldığımız yerden aynen devam eder, imha ederiz.
Üstelik de elimizde kapı gibi, meşru olduğunu sağlayan bir doküman ile.
Çünkü anlaşmanın ilk maddeleri bununla alakalı.
Sadece bu maddeleri o anlaşmaya kaydırabilmek bile başlı başına bir milattır!
Terör örgütünün silahlarını bıraktırılması ve ellerinden alınması, hülasa yine büyük bir başarıdır.
Aslında ABD’yi bu masaya oturtmak, bu anlaşmayı dikte etmek şu manaya geliyor:
“Karşımızda asıl siz varsınız!”
Ve ABD bu imzalar ile bunu da kabullenmiştir, ki bunu yaptırabilmek her türlü takdire şayandır.
Evet, son yazımda, bu operasyonun örgütü tamamen bitirmeden gitmemesini temenni etmiş, gördüğüm bazı tehlikeleri dile getirmiştim, bu yazının halen arkasındayım.
Ancak Trump’ın attığı tweete öyle bir cümle var ki, işin çok başka boyutlara gideceğini işaret etmektedir: “Milyonlarca hayat kurtarıldı”!!!
Bunlar bu işi, 3. Dünya savaşına kadar götürebilecek potansiyeldedir!
Sayın Erdoğan ise buna “Terörü yenersek, çok dağa fazla hayatlar kurtarılacaktır” diye cevap vermiştir.
Tüm dünya bu anlaşma ile çalkalanırken, CHP, Trump’ın yazdığı bir deli zırvası mektuba takmış.
Size bir şey diyeyim mi: Bu mektup harekat emrini tetiklemiştir!
Cevabı ise sahada bir tamam verilmiştir.
Yeni Türkiye, bir mektup ile yönetilemeyecek bir ülke olduğunu en sert şekilde göstermiştir.
Ondan dolayı ki, Türkiye tarihinin bu en büyük başarısını, bir münasebetsiz mektubun gölgesine sokulmayacaktır.
Siz bunu deneseniz de Aziz milletimiz, her olup bitenin farkında dır.
Bu saçmalıklara kulak asacak hiçbir aklıselim insan, ben tanımıyorum.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
#BizTürkiyeyiz