Son dönemde yaşanan ilginç gelişmelere birlikte göz atalım.
İstanbul merkezli olarak ortaya çıkan "Ekrem İmamoğlu ve CHP çıkmazı" artık gündemin ilk sıralarında.
Peki biz şaşırdık mı?
Hayır. Aslında gelinen nokta çok önceden belliydi.
CHP’yi anlatmaya gerek var mı?
Tarihsel olarak iktidar olma hedefinden ziyade muhalefette kalmayı tercih eden bir yapıya sahip.
Peki neden böyle?
Geçmişe baktığımızda, ülkede işler iyiye gittiğinde çeşitli kaoslar, darbeler, e-muhtıralar, başörtüsü karşıtlığı, Gezi olayları, halkı sokağa çağırmalar ve terör örgütleriyle olan ilişkiler karşımıza çıkıyor. Uluslararası platformlarda Türkiye’yi şikâyet etmeleri de bu tabloya dâhil.
Kendi içlerinde yaşanan kaset skandalları, koltuk kavgaları ve hizipleşmeler de cabası.
Peki Ekrem İmamoğlu nereden çıktı?
Kendisini ilk kez 2017 yılında bir programda tanıma fırsatım oldu.
Kısa bir sohbetin ardından nasıl bir kişilikle karşı karşıya olduğumu açıkça anlamıştım ve bunu yanımdakilere de ifade etmiştim.
2019’da ismi İBB için anıldığında “Yok canım, yapmazlar” dedim. Çünkü liyakat anlamında yetersiz, kapasite açısından zayıf bir profil çiziyordu. İstanbul gibi önemli bir şehri yönetebileceğine asla inanmadım.
Ancak CHP ve bazı kesimler adeta bir yerden talimat almışçasına, sanki başka aday yokmuş gibi İmamoğlu’nu aday gösterdi.
Talimat gerçekten geldi mi?
Tüm göstergeler, işaretlerin okyanus ötesine uzandığını gösteriyor.
2019 seçim sürecinde Binali Yıldırım’ın ekibinde çalışmaya başladım.
Bu süreçte Ekrem İmamoğlu’nun mitinglerini, açıklamalarını ve projelerini detaylı şekilde analiz ettim.
Bu analizler ışığında OGÜNhaber’de bir köşe yazısı yazdım ve bugünden geriye dönüp baktığımda, söylediğim her şeyin gerçekleştiğini görerek kendimi doğruluyorum.
İmamoğlu hakkında o günlerde yazdıklarım:
İlk günden beri söylediğim gibi: Ekrem İmamoğlu bir projedir ve bu proje işletilmeye devam ediyor.
Bazı Sorular ve Gözlemler
İstanbul, İmamoğlu’ndan kurtulmak zorundadır.
Beş yıl boyunca neredeyse hiçbir icraat gerçekleştirmeyen İmamoğlu’nun önümüzdeki beş yıl için de somut bir planı yoktur.
Yalnızca algı yönetimi ve halkı yanıltma konusunda son derece yetkin.
Seçim vaatlerine bakıldığında yerine getirilmeyen birçok söz var.
Asıl hedefi, İstanbul’u bir basamak olarak kullanıp CHP Genel Başkanlığı’na yürümekti.
Bu noktada halkın “İstanbul’un yakasından düş” demesi gerekiyor.
Projeler Yerine Törenler
İBB Başkanı olduktan sonra vizyon projelere odaklanmak yerine, “temel atmama” törenleri düzenledi.
İstanbul’un deprem riski gibi hayati sorunlarına çözüm üretmesi beklenirken, tatillerle anıldı.
İBB’de AK Parti döneminden kalan işleyen sistemleri bozdu, kent yönetimini aksattı.
Ulaşım sistemindeki aksamalar, yanan İETT otobüsleri, metro arızaları…
Kar yağışında yaşanan mağduriyetler ve o esnada yapılan balık keyfi…
Hepsi kamuoyunun hafızasında.
Çünkü aklında İstanbul yoktu; gözü Cumhurbaşkanlığı’ndaydı.
Cumhurbaşkanlığı Serüveni ve Sonrası
Altılı masa dağılıp yeniden kurulurken, Ekrem Bey cumhurbaşkanlığı hayalini gerçekleştiremedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, ona CB yardımcılığı teklif etti; İmamoğlu Erzurum’da "mağdur" kartını oynayarak algı yarattı.
Ancak gerçekler er ya da geç ortaya çıkar.
Bugün geldiğimiz noktada o şişirilmiş balonun patladığını görüyoruz.
İBB'ye terör örgütleriyle bağlantılı kişileri dahil ettiği belgelerle sabit.
Milyarlarca liralık yolsuzluk ve usulsüz harcamalar raporlarla ortaya kondu.
95 milyonluk tatlı ihalesi, pandemi dönemindeki konserler, komisyon transferleri…
Liste uzayıp gidiyor.
İmamoğlu, gücün bir gün kendisine tamamen geçeceği düşüncesiyle hareket etti.
Ama unuttuğu çok önemli şeyler vardı:
Bugün artık hesap verme zamanı.
Parti içi operasyonlarla Kılıçdaroğlu’nu tasfiye etti, Özgür Özel’i genel başkan yaptı, Mansur Yavaş’ı saf dışı bıraktı.
Ama bu planın işlemediği ortada.
Sonuç Olarak
Bugün geldiğimiz noktada Ekrem İmamoğlu hakkında ortaya çıkan soruşturmalar, gözaltı ve tutuklama süreci; hem CHP içinden hem kamuoyundan birçok kişiye “Oh be” dedirtti.
Sözde gösterilere aldanmamak gerekir.
Perde arkasında herkes İmamoğlu’ndan kurtulmanın rahatlığını yaşıyor.
Özgür Özel'in eli güçlendi, CHP içinde yeni bir sayfa açıldı.
Ekrem İmamoğlu ise, artık hesap verme sürecine girmiş durumda.
Kim ne plan yaparsa yapsın, Allah’ın adaleti mutlaka tecelli eder.