Ben Çağırmadım

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, ara ara kendi içinden veya bürokrasinin müdahalesinden kaynaklı olarak sorunlar yaşasa da Türk tiyatrosunun gözbebeği kurumlarından biri olarak, her sezon olduğu gibi bu sezon da her kesime ve anlayışa hitap edecek nitelikte oyunlar çıkarmaya devam ediyor. 

Sezonun yeni oyunlarından biri de soylu İngiliz yazarlarından Noel Coward’ın kaleme aldığı, Reşiha Vafi’nin Türkçeye çevirdiği “Ben Çağırmadım”… Noel Coward, oyunu yazarken hâliyle İngiliz gestusuna göre yazmış. Şayet aynı gestusla bizde de sahnelenmeye çalışılsaydı karşılık bulamayabilirdi. Ancak Vasfi Rıza Zobu’nun tiyatromuza kazandırdığı metin, kültürümüze çok iyi uyarlandığı için bize pek de yabancı gelmiyor. Oyunu izlerken Vasfi Rıza Beye bir kez daha rahmet okudum. Zira Vasfi Rıza Bey gibi, Bedia Muvahhit gibi birden çok dil bilen kıymetli sanatçılarımız, dünya tiyatrosundan dilimize onlarca oyunu adapte edip çevirdiler. Aynı sanatçılar ölmeden önce de neredeyse tüm kütüphanelerini Şehir Tiyatrolarına devrettiler. Aynı kalitede sanatçılarımızın bizim dönemlerimizde de olması temennisiyle ustaların ruhları şâd olsun.



Bitirilmemiş İşler Yüzleşme Anını Bekler…  

Ünlü oyun yazarı Mithat, yeni yazacağı romanı zenginleştirmek ve daha da derinleştirmek için o akşam bir deneme yapmak ister. Doğaüstü yetenekleriyle nam salmış medyum Madam’ı evine konuk eder. Beraberinde yakın dostlarını da yemeğe çağırır. Maksadı hem romanına malzeme toplamak hem de konuklarıyla beraber hoşça vakit geçirmektir. Madam’ın nezaretinde ruh çağırma seansı gerçekleştireceklerdir. Herkes toplandıktan sonra Mithat ve eşi de yerlerini alır ve Madam’ın güçleri sayesinde ruhu çağırırlar. Fakat çağırdıkları ruh, bütün düzeni alt üst edecek ve hem Mithat’ı hem karısını hem de Madam’ı pişman edecektir. O geceden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Herkes kendisini sigaya çekeceği gibi aynı zamanda ilişkilerine de ciddi dokunuşlar yapacaktır. Çünkü herkes o güne dek birçok şeyi alelade yaşamış, derinlemesine düşünmeden hareket etmiştir. Hep geride hesaplar bırakmış, sorunları halının altına süpürmüşlerdir. Oysa bitirmediğimiz hesaplar, gün yüzüne çıkmak için muhakkak uygun anı beklerler. İşte bu evde de artık o yüzleşme süreci başlamıştır.



Oyunun rejisini usta yönetmen Engin Gürmen yapmış. Gürmen, oyundaki özenti sosyetik aileyi tüm ayrıntılarıyla sahneye aktarmış. Sahnenin her yerini incelikle kullanmış. Oyunun heyecanını yansıtmış. Fakat oyunculuklarda abartıya kaçması içtenliği ve doğallığı öldürmüş. Zaten kalabalık olan dekorun üstüne bir de çok abartılı hareketlerin sergilendiği oyunculuklar eklenince, zihnimizi gereksiz yere yormuş oluyor.



Emra Albayrak Şahin’in başarılı biçimde tasarladığı dekorda çok fazla unsurun kullanılması asla doğallığa zarar vermemiş bilâkis hem karakterleri hem de o tarz bir aile yaşamını ve normal akışa sonradan dâhil olacak olayları tamamlayıcı bir nitelik arz etmiş ancak oyunculukların egzajere olması dekorla beraber yan yana gelince oyundan sonra yorulduğumuzu hissettiriyor. 



Oyunda Tolga Yeter, İrem Arslan ve Neşe Ceren Aktay’ın doğal oyunculuklarının haricinde Aslı Seçkin, Betül Kızılok Bavli, Engin Gürmen, Pelin Budak’ta aynı içtenliği göremiyoruz. Tolga Yeter’in oynadığı karakter olan Mithat, daha çok dissosiyatif kişilik bozukluğu tablosu sergiliyor. Bu rahatsızlıkta olan kişiler, yer yer taşkın ruh hâllerinde olduğu gibi gelgitleri de fazladır. Oyuncu, bunları başarıyla sunabildiği gibi aynı zamanda bu hastalığın belirtilerinden biri olan ani ve nedensiz yorgunluk hâllerinin de altını çizebiliyor.



Oyunun en büyük destekçileri Murat Selçuk’un ışıklarıyla Kadir Arlı’nın yaptığı efekt tasarımı… Daha çok Mithat’ın ruh hâlinin gözetildiği ve mucizevî güçlerin ortaya konulduğu anlardaki ışıklar ve efektler, oyundan bize geçmesi gereken hissiyatı kuvvetlendiriyor. Kişilerin yaptığı işlere ve genel edalarına göre tasarlanan başarılı kostümlerde ise Aysel Doğan imzası var.

Oyun, kimi eksiklerine, daha doğru bir deyişle fazlalıklarına rağmen yine de izlenebilir oyunlardan; özellikle komedi türünü tercih etmek isteyen tiyatro severler için keyifli bir oyun olabilir.
OGÜNhaber