Bunca kargaşaya ve paniğe rağmen ''Türkiye'ye birşey olmaz. Biz hazırlıklıyız'' gibi söylemler ve iddialar hele resmiyete dökülünce ''inandırıcılık'' olgusu kendiliğinden kayboluyor. Oysa herkes biliyor ki, bir türlü önüne geçilmeyen ekonomik kriz şu veya bu şekilde Türkiye'yi etkiliyor.
Üstelik hem ekonomik krizle, hem de terörle uğraşmak gibi ''çifte yıkım'' veya yükün altında olduğumuz da biliniyor. Tabii ki, her iki ''bela''dan da kısa sürede sıyrılmak ve mümkün olduğu kadar moralimizin bozulmaması icap ediyor.
Nitekim Devlet Bakanı Nazım Ekren'in gazetemizde yer alan moral şırıngası paralelinde davranarak dediği gibi, krizi yenmek üzere üstümüze düşen her fedakârlığı yapmamızın tam zamanı yaşanıyor.
Bu arada 14 Eylül günü dağıtıma giren gazeteniz OGÜN'de (''Geliyorum'' diye haykıran kriz) başlığı altındaki mütevazı yorumumuzu da hatırlatıp bazı paragrafları yeniden belirtmemiz görevi de bize düşüyor.
''Nedense, ekonomik ayrıntılara, ihti- mallere, tahminlere hatta iddialara son aylarda pek inanılmıyor.''
''ABD kaynaklı krizin yavaş yavaş bütün dünyayı saracağı, bu arada Türkiye'nin de bundan etkileneceğini öne sürenler, şimdi haklı olarak öne çıkıyor.''
''Geliyorum diye adeta haykıran ekonomik krizi hala görmezlikten gelmek beraberinde büyük tehlikeleri de sürüklüyor.''
Sonuç olarak, kriz tehlikesini kabullenip, derhal bunun üstesinden gelme mücadelemizi topyekün vermemiz artık vazgeçilmez koşul oluyor.
kakin@ogunhaber.comOGÜN/12-18.Ekim.2008/Sayı:94/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.