Her şeyden önce, hukuki karar ve tasarrufların ''değiştirilmesi'' veya ''uygulanmaması'' için yapılan her türlü girişimin aykırılığını akıl ve iz'andan çıkarmamak gerekiyor.
Eğer bir ülkede, hukukun üstünlüğü geçerliliğini yitirmişse, o ülkede ''hukuk''tan bahsedilmemesi icap ediyor.
ÇİFTE STANDARTLARNe yazık ki, Türkiye'de arka arkaya yaşanan olaylar, hukuka ''çifte standartlar''ın egemen olduğu görüşünü gün geçtikçe güçlendiriyor.
Yani, ''çifte standart'', zirvede başlayıp baskı gruplarına kadar yayılıyor.
Her çevre, fikri veya istemi için, gücü ve konumu paralelinde adeta ''şahin''leşiyor.
Tabii bu arada, hukukun üstünlüğü ayaklar altına alınıyor.
Bütün ayrıntıları, daha doğrusu ''aykırılıkları'' bilindiğinden, her olayın üstünde durulmadan, Türkiye'de ''çifte standart''ın hukuka da egemen olma yolunda etkinliği hissediliyor.
Son üç-dört ayı kapsayan olaylarda bile, Türkiye'nin düştüğü durum, hukuk devleti olup olmadığını tartışmaya yetiyor.
Oysa bir devletin bekasında ve hükümranlığında hukukun üstünlüğü baş sıralarda yer alıyor.
Özellikle, tereddütlü yönetimlerde, zaaf gösteren iktidarlarda ve ''kuvvetler ayrılığı''nın birbirine karıştığı ülkelerde böylesine kargaşalar yaşanıyor.
Türkiye'nin böyle bir duruma düşmesi veya düşürülmesi, devlet geleneğimize ve normlara hiç de yakışmıyor.
''Adalet mülkün temelidir'' düstürunun sadece duvarlara değil, vicdanlara da kazınmasının günleri yaşanıyor.
kakin@ogungazetesi.com.trOGÜN/27.Temmuz-02.Ağustos.2008/Sayı:83/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.