Dünya siyaseti veya ekonomisi nereden nereye uzanıyor.
Oysa daha 15 veya 20 yıl önce, Türkiye'ye, her kış Sovyetler Birliği'nin ''saldırı'' yapacağı komplolarıyla baş başa kalındığı tebessümle hatırlanıyor.
Komşumuz Rusya'nın böylesi bir çaba içinde görünür olması bile; dengeleri alt üst edecek ağırlık taşıyor.
Hassas gelişme ile ilgili Anadolu Ajansı'nın Moskova mahreçli haberini ''aynen'' sütunlarımıza almamız da icap ediyor.
Rus medyası, Kafkasya savaşı sonrası Türkiye'nin stratejik önemine vurgu yapmaya başladı. Krasnaya Zvezda dergisinin Türkiye'yi uzun dönemli güvenilir ortak ilan etmesinin ardından İzvestiya Türkiye'yi siyasi ve ekonomik müttefik olarak keşfetme zamanının geldiğini yazdı.
''Türkiye sadece bir tatil bölgesi veya alışveriş yapılan süpermarket değil'' diyen gazete, Rusya Siyasi Araştırmalar Enstitüsü Başkanı ve Milletvekili Sergey Markov'un ''Biz bu ülkeye tarihimizi Rus-Türk savaşlarından görüyoruz.
Ama devir değişiyor ve Türkiye'deki elit kesimin bugün ‘Nereye gidelim' sorusunu daha keskin sorduğunu belirten Markov, Türkiye'nin ABD'den ve AB'den daha bağımsız hale gelmek zorunda kalacağını söyleyip, ''Rusya Türkiye'ye stratejik ve ekonomik bir ortaklık önermeli.
Yarım yüzyıldan beri ABD, NATO ve AB'nin gölgesinde yaşayan Türkiye, jeopolitik dev, ancak siyasi cücedir'' dedi. Markov, Beyaz Rusya ve Kazakistan ile var olan Ortak Ekonomik Bölge'ye Ukrayna yerine Türkiye'nin alınmasını önerdi.
Gerçekten de, nereden nereye gidiliyor.
Yoksa, ABD'nin meşhur ''Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi'' bir ''yara'' daha mı alıyor?
kakin@ogunhaber.com02-08.Kasım.2008/Sayı:97/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.