Rahmetli Sabahattin Zaim Hocanın Ardından

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ın mesajı ''Hakkı ilahiye kavuşmak''la başlıyor, ''İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun'' ile noktalanıyordu. Bir cümlelik mesajda sanki her şey, hem ''saklı'' hem de ''açık'' bir şekilde ifade ediliyor. Rahmeti rahmana kavuşan hocamız Sabahattin Zaim'i yakından tanıma bahtiyarlığına erişenler, her şeyden önce, hatta ''bilim'' ve ''irfan''dan çok önce ''güleryüz'', ''tevazu'' ve ''hoşgörü'' hasletiyle karşılaşıyor. Özellikle Tercüman gazetesinde çalıştığımız o ''asude'' günlerde, bir anda hatırladığımız Necip Fazıl Kısakürek gibi, Sabahattin Zaim gibi, Ayhan Songar gibi, Abdülkadir Karahan gibi, Feridun Ergin gibi, Tarık Buğra gibi, Ahmet Kabaklı gibi, Selçuk Özçelik gibi, Nevzat Yalçıntaş gibi, Ergun Göze gibi şahsiyetlerle sık sık görüşüp, ''feyz'' almanın bahtiyarlığına erişiyorduk. Çoğu,''Hakkı İlahiyiye'' kavuşan mümtaz zevat, sanki ülkemizin ''harcı''nı oluşturuyordu. Gerçekten de, çok iyi hasletler öğrenmeye çalıştığımız bu ''ulu'' şahsiyetler, ne yazık ki, gün geçtikçe azalıyor. İlerlemiş yaşlarına ve üstün kariyerlerine rağmen, tümü de ''halk'' adamı olma özelliğini koruyan ve son nefeslerine kadar, maddi manevi her türlü fedakarlığı vatanları uğruna esirgemeyen zevatı hiç unutmamak gerekiyor.

  Rahmetli Sabahattin Zaim hoca için çok ''güzel'' çok ''manalı'' sözler söyleniyor, yazılar kaleme alınıyor. Ne var ki, hiç birinin ''muhterem'' yeri doldurulamıyor. Değerler bir bir yitiriliyor. ... Ve yine ne yazık ki, ülkemiz bu alanda da zayıflıyor... Tutunduğumuz ''dallar'' gün geçtikçe azalıyor. Maddi zenginliklerimizin yanı sıra ''manevi'' dünyamızın sanki ''mihenk taşları'' bir bir yerinden oynuyor ve yapraklar gibi dökülüyor. Rahmetli Sabahattin Zaim hocamızı anlatmaya zaten kelimeler yetmiyor, satırlar tükeniyor.
Mekanı Cenneti ala olsun, nur içinde yatsın.


kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/16-22.Aralık.2007/Sayı:51/Sayfa:08
OGÜNhaber