Böylece, Türkiye; hızla gelişen teknolojiden nasibini alamıyor. Oysa her yıl, hatta her ay teknoloji alanında yeni yeni gelişmelerin olduğu, icatların açıklandığı 21. yüzyılın başlangıcı ''baş döndürücü'' bir seyir takip ediyor.
Her şeyden önce, eğitimin daha ilk dönemlerinde işi ciddiye almak icap ediyor.
Dünya üzerindeki çoğu ülkelerde, hem devlet, hem özel sektörün kısaca ''AR-GE'' diye bilinen araştırmalara ayırdığı bütçe ile Türkiye'nin harcayabildiği miktar, her yıl ''makas''ı daha da açıyor.
Batı ve doğu ülkelerinin çoğu, ''geleceklerini'' bu fon ve çalışmalarla şekillendiriyor.
Ne yazık ki, büyük umutlarla kurulan TÜBİTAK, eski konumundan bile daha ''zayıf'' bir şekilde yerinde duruyor.
Hatta duyumlara göre, bazı araştırma ve geliştirmelere ''engel'' olmaya çalışıyor.
Hâlbuki bir yandan TÜBİTAK'ın ''ehil'' ellerde yönetilmesi, güçlendirilmesi, bir yandan da, yeni yeni kurum ve kuruluşların, bir an önce ''devreye'' girmesi hayati bir önem arz ediyor.
Üstelik bu örgütleri, ülkenin dört bir yerine yaymak da ''ivedilik'' kazanıyor.
Unutmamalı ki, bilginin ulaşabilirliği baş döndürücü hızla yayılıyor.
Buna ayak uydurabilen ülkeler ancak ''ben de varım'' diyebiliyor.
İşte böylesine bir ortamda, eğer lise düzeyinde bir fen yarışmasına tam 17 yıldır yoğun bir ilgi gösteriliyorsa, üzerinde özenle durmak icap ediyor.
MEF Eğitim Kurumları'nın EBAV (Eğitim ve Bilimsel Araştırmaları Destekleme Vakfı) ile birlikte ''başarı'' ile yürüttüğü ve bu yıl 17.'si düzenlenen Liseler arası Proje Yarışması bu hafta başlıyor.
Yıllardan beri, büyük titizlikle ve coşkuyla izlediğimiz proje yarışması ilgili notları haftaya bırakmak ve şimdiden projenin mimarı, İbrahim Arıkan'ı peşinen kutlamak da gerekiyor.
kakin@ogungazetesi.com.trOGÜN/04-10.Mayıs.2008/Sayı:71/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.