Gerçekten de, bırakın eski tarihleri hatta Denktaş'lı yılları, şu sıralarda Kıbrıs'ta neler olup bittiğini ya kimse kesin olarak bilmiyor veya büyük bir ''gizlilik'' hüküm sürüyor.
06-12 Temmuz tarihli OGÜN'de ''vahim ve kirtik günler'' başlığı altında yayınlanan bir yazımızda öne sürdüklerimizi yeniden hatırlatmak gerekiyor;
''Bu arada, Türkiye uğrunda hala mücadele verdiği Kıbrıs'ta arkadan ‘hançer' yiyor.
Her Türk'ü üzecek, hatta tiksindirecek olaylar ne yazık ki, Kıbrıs'ta gelişiyor.
Kıbrıs Rum Lideri Dimitris Hristofyas verdiği bir demeçte KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile birlikte Türk işgaline ve Anavatan'a bağımlılığa karşı mücadele ettiklerini öne sürüyor.
Rum Lideri'ni ‘hezeyanı' ile bir yana bırakırsak, Talat gerçekten de, böyle bir gaflete ''hizmet'' ediyorsa, Türkiye böyle bir ihanet ile daha karşı karşıya kalmış bulunuyor.''
İddialarımızı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da ''dillendirirken'' Kıbrıs'taki Türk politikası sert bir şekilde eleştiriliyor.
Yani, ''vahim'' bir döneme işaret ediliyor.
Oysa gerek Başbakan Erdoğan gerek KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, tam aksini savunuyor.
Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 34. yıldönümü dolayısıyla Ada'yı ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kimse Kıbrıs Türk halkının azınlık olarak yaşamasını beklemesin'' diyor.
Kıbrıs'ta çözüm konusunda kimin uzlaşmaz olduğunu dünyanın gördüğünü belirten Erdoğan'ın kesin sözlerinden ''umutlanmak'' da icap ediyor.
Ne var ki, Erdoğan'ın Ada'ya ziyaretini bile ''yasalara aykırı bulan'' Rum tarafının daha önceki görüşlerinde ısrarlı oldukları da anlaşılıyor.
Her ne kadar, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı da, OGÜN'e verdiği özel demeçte Erdoğan'ı destekliyorsa da, Talat'ın suskunluğu kuşku doğuruyor.
Aynı zamanda Özgürlük ve Reform Partisi Genel Başkanı olan Turgay Avcı, KKTC Hükümeti'nin Türk askerlerini istemiyormuş gibi gösterilmesine de şiddetle karşı çıkıyor.
Ayrıntılarını OGÜN'de bulacağınız yanıtlara göre, Kıbrıs'ta gelişmeler, KKTC'nin de kontrolü altında oluyor.
Avcı'nın bu teminatına rağmen, yayınlanan bildiride, özellikle iki toplumlu bir çözüm öneriliyor. Bu açıdan, Annan Planı bile gerilerde kalıyor.
Gaye, KKTC'nin ortadan kalkmasına yol açmak, Kıbrıs Türk halkını, Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında ''toplum'' statüsüne indirmekle özetleniyor.
Gerçekten de Kıbrıs'ta neler oluyor?
kakin@ogungazetesi.com.trOGÜN/27.Temmuz-02.Ağustos.2008/Sayı:83/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.