Gerçekten de, hala tam olarak kabul edilmeyen mali krizin, ''toplu işçi kıyımına neden olduğu haberleri tedirginlik doğuruyor.''
Oysa kriz olsa da olmasa da, işçi haklarıyla oynama sürecine girmek beraberinde, birçok sosyal hatta siyasi çalkantıları getirdiği de biliniyor.
Krizi bahane ederek, işçi çıkarmak veya ücretlerini, bir daha geri vermemek koşuluyla kesmek, aslında krizi tetiklemek anlamına geliyor.
İşten çıkarılan işçinin, ''müşteri'' sıfatını yitirmediğini ve piyasanın daralmasına neden olduğunu unutanlar bulunuyor.
İşçinin alın teri veya göz nuru ile oynamak, krize çare değil aksine ''ateş'' vermek anlamına geliyor.
Zaten her kriz sürecinde, akla hemen işçi çıkarma veya ücret kırmanın gelmesi tamamen yanlış ve şahsi kapris veya menfaatten öteye gitmiyor.
İşçiyi çıkarma yerine, üretimi arttırma, tasarruf yapma ve eğer çok gerekiyorsa % 25'i geçmeyen kesintinin, en kısa zamanda ödeneceğine dair ''teminat'' verme en pratik reçete olarak görülüyor.
Daha öncede belirttiğimiz gibi, ekonomik krizin, 2009 yılında kendini tamamen hissettireceğini ve olumsuz hükmünü icra edeceğini unutmadan şimdiden ''mahal'' önlemler almak da herkese düşüyor.
kakin@ogunhaber.comCRA-30.Kasım.2008 Pazar - 01:30:00
Gazete baskısı için tıklayınız.