Gerçekten de, ekonomik krizin etkinliği altında, politika gün geçtikçe sıcaklaşıyor.
Uzun değil, son bir-iki haftada meydana gelen gelişmeler, ülkeyi sarmış bulunuyor.
''Ergenekon'' derken, Genelkurmay eski başkanı Yaşar Büyükanıt'ın açıklamaları süreci derinleştiriyor.
Arkasından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti'deki görevinin sona eriş dönemini ''beklenmedik'' bir şekilde açıklıyor.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, ''terörizmi sona erdirme'' odaklı çözüm önerisinde ''tarihi'' bir fırsattan bahsedip, kamuoyunun dikkatlerini çekiyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ''yargılanması gerekir'' yolunda Sincan'dan gelen yargı kararı, bir bomba gibi ortaya atılıyor.
Ankara'da yapılan miting her ne kadar eskilerini anımsatmamışsa da, kalabalığı ve coşkunluğu dikkatlerden kaçmıyor.
Eski ve kurt politikacı Hüsamettin Cindoruk'un Demokrat Parti Genel Başkanlığına seçilmesi sanki yeni bir siyasi dönemi başlatma işareti sayılıyor.
Masum Türker'in DSP'nin başına getirilmesi de Ecevit'lerin devrinin kapanışını adeta ilan ediyor.
Öte yandan, çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı'nın kurucularından ve Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'ın vefatı ve cenazesinin kaldırılışı, ortalığı ayağa kaldırıyor.
Dünyada da yer yer görülen ''Domuz gribi'' vakasının Türkiye'ye girişi, hem kaygı hem de heyecan doğuruyor.
...Ve irili ufaklı ard arda yaşanan derin olaylar, Türkiye'nin gündemini ne yazık ki sıcak tutuyor.
CRA 25.Mayıs.2009 Pazartesi - 04:35:00