Gerçi, bu ''alışılmadık'' daha doğrusu ''yadırganacak'' durumun eskilerde zaman zaman görüldüğü de hatırlanıyor. Ne var ki, ülkenin bütünü ''ekonomik kriz'' altındayken, ''beklentiler'' kafa karıştırıyor. Geniş halk tabakaları eski krizleri ''hatırlamak'' bile istemiyor.
Çünkü, ekonomideki ''küresel dalgalanma'' sinsi sinsi devam ediyor.
Bırakın geleceği, yakını kestirebilmek bile zorlaşıyor.
Ancak, dünya borsaları neredeyse ''günü birlik'' yön belirlemeye çalışıyor.
Yani, borsanın günü diğer gününe benzemiyor, inişler çıkışlar artık, haber ve gelişmelere paralel olarak belirleniyor.
Ağır siyasi bir atmosfer içinde yüzen Türkiye de, ekonomisine tam olarak hakim olamıyor. Her ne kadar, resmi ağızlar; ''ekonomimiz sağlam, gerekli tedbirleri alıyoruz veya almaktayız'' diyorsa da, her kesimde gelecek kaygısı yaşınıyor.
Her şeyden önce, kimi kurum ve kuruluşların ''gerçekçi'' olması önem kazanıyor..
Cari hesaptan tutun, büyümenin küçülmesine, işsizliğin artmasına, enflasyonun yükselmesine, yabancı sermaye akışının hayret edilecek derecede yavaşlamasına kadar bir türlü engel olunamaması da, ''olumsuzluk'' olarak gösteriliyor. Hatta, ekonomik krizin gün geçtikçe ağırlaşacağı iddiaları bile etrafı sarıyor.
İşte böylesine bir atmosfer içinde, global kıskaç,ın önemi daha da artıyor.
Ekonomiyi iyi yönettiklerini öne süren hükümetin ''sınavı'', gerçekten de gün be gün zorlaşıyor.
CRA 26.Nisan.2009 Pazar - 13:21:00