Ve, bu satırlar okunurken, Gül'ün Ermenistan ''serüveni'' bitmiş bulunuyor. Yani; açıkçası, olup bitenler üzerinde değil ''muhtemel gelişmeler'' yorumumuzu yönlendiriyor.
Her şeyden önce, gezinin; bekleneni vermeyeceğini, hatta ilişkilerde daha ''ağır'' yaralar alınabileceğini ''tahmin'' etmek gerekiyor.
Zira, Ermenistan'ın, Türkiye'nin üzerindeki, ''toprak isteme'' dahi safsatalardan vazgeçmeyeceği kesin gibi görünüyor.
Üstelik, soykırım yalanını sürdüren bir Ermenistan'dan zaten başka bir ''tavır'' beklememek icap ediyor. Aslında; kim ne derse desin, ''Gül'ün Ermenistan'a gitme projesi'' başından beri çok ''hassas'' politik bir yol haritası çiziyor.
Bölgenin gergin durumu da üstüne eklenince, başlamadan ''olumsuz'' geçmeye mahkum, diplomatik bir girişimle karşılaşılıyor. Kaldı ki, Azerbaycan topraklarını ''ilhak'' etmiş ve ''taviz'' vermeye bile yanaşmayan bir Ermenistan'dan ''beyhude'' vakit geçirme, hiç bir tarafa fayda getirmiyor.
Sadece, bir yandan dost ve kardeş Azerbaycan küstürülürken, diğer yandan Ermenistan'a yeni ve geniş bir propaganda alanı açmak gibi sakıncalı durumu sağlamaktan öte işlevi bulunmayan bir dönem başlatılıyor.
Geziden önce yapılan bu tahmin ve yorumların tamamının aksine gerçekleşmesini dilemek de bize düşüyor.
kakin@ogunhaber.comOGÜN/07-13.Eylül.2008/Sayı:89/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.