Bir yandan Amerika ve özellikle dünya, bu Bush felaketinden kurtulurken, diğer yandan içine düşülen krizden çıkmaya çalışıyor.
Her şeyden önce, ABD'nin ekonomik bakımdan başının büyük dertte olduğunu daima göz önünde bulundurmak gerekiyor.
ABD'de ekonomik alanda yaşananların nerelere kadar gideceği ve iç-dış etkilerin tam olarak ne olacağını ekonomistler bile net olarak belirtemiyor. Tam süreç bütün acımasızlığıyla devam ederken, krizin global neticelerinden korkuluyor.
Ekonomistlerin hatta teorisyenlerin iddialarını, komplo teorilerini bir yana bırakırsak, ABD'nin her bakımdan ekonomik, siyasi ve askeri alanlarda gerilediği ortaya çıkmış bulunuyor.
Oysa ABD'nin uzun zamandır, dünyanın hem siyasi, hem ekonomik hem de askeri bakımdan lideri olma yolunda, önüne çıkan her engeli bazen zorla da olsa aşmış olduğu hatırlanıyor. Rejimini ve ekonomisini korumak uğruna, her türlü müdahaleyi ''normal'' gören ABD özellikle enerji ve su yollarının kontrolü için en büyük önlemleri aldığı ve uyguladığı da biliniyor.
''Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi'' çerçevesinde, ''açık'' ve ''gizli'' planlarıyla, politikasını uygulayan ABD'nin Irak'ı istilası, İran'ı tehdit etmesi, Filistin'e ve son olarak Suriye'ye gözdağı vermesinin yanısıra Afganistan'ı sürekli denetim altına almasının kendisine ''pahalıya'' mal olduğu da yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Dünyanın jandarmalığına soyunan ABD'nin siyaset ve ekonomiyi dalgalandırma politikası ters tepmiş görünüyor. ABD'nin perişanımsı halinin altında, istihbarat ve askeri harcamalarının yattığı da bir gerçek iken, nedense gündeme getirilmiyor.
11 Eylül saldırısından sonra, Araplar'a ve sermayesine gösterilen olumsuz tepkilerin, dönüp dolaşıp ABD'yi vurduğu görüşü de yabana atılmaması icap ediyor. Öte yandan ABD'nin başta Türkiye olmak üzere, dost ve müttefiklerine gereken ilgiyi göstermediği gibi, onlar aleyhine bazı gelişmelere göz yumması da dengesizliğinin bir başka göstergesi olarak kabul ediliyor.
Böylece Vietnam Savaşı'ndan başlayan çözülme, Bush ve fanatik ekibinin yönetimi ele alması akabinde de Afganistan, Irak bataklıkları ABD'yi kemirterek, bu kadar feci duruma getiriyor.
2008'lerin dünyasında, yine ABD'ye karşı ''olumsuz''luklar sürüyor. ''Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste'' sözü sanki ''hayat'' buluyor.
Bu tür düşüncelerimizi paragraf paragraf, hatta bazen kelime kelime dile getirmiş olmanın bilinci içinde, George W. Bush'a ''güle güle'' demek bile içimizden gelmiyor.
kakin@ogunhaber.com/02-08.Kasım.2008/Sayı:97/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.